Bütün hayallerimi ellerimle yıkmak zorundayım… Üzerime yüklenen lanet bu, tabanlarımın düzlüğü, merdiven altlarından geçişim, her ellediğim aynanın kırılması… Bilinçsizlik üstü varlığımın yegane sebebi… Kelimelere dokunamamam, uzattığımda elimin kırılması ya da dilime bir hançer saplamam… evet yapmam gereken bu. O zaman kimse için acı kaynağı olmadan, bedenimin ve hatta ruhun sonsuz mutluluğa erişmesi… şunu soruyorum kendime “ne verebilirim sana, sadece kaçak ve yasak olan sevgimden başka”… Biliyorum son kez yazıyorum bu satırları sana dair, ya da seni ya da kendimi kandırmak için sarf ettiğim sözle bunlar… Kendimi inandırıyorum inandırmak istiyorum… yine başa dönüyorum, boşuna dememişler ya hayat tekerrürden ibarettir diye, sıradanlaşmam için uymam lazım…
Simdi, ey hüzün; sana yaptığım ihanet için beni bağışla, yine aç kollarını usulca bol acıyla boğuşarak… Unutmuşum ya kalıcı değilmiş mutluluklar…
Affet kırdığım için, affet uzandığım için, affet söylediğim sözler için, zor olsa da uzak olsa da mutluluğum olduğun için…
(01.05.2007 e-postaları karıştırırken çıktı)
Siz ne düşünüyorsunuz?