Bir defter ve bir kaç renkli kalem istediğimde, yüzüme bakışları arasındaki alaycı gülümsemelerin anlamını çıkartabiliyordum. Fos bıyığının altında ince dudaklarını saklamış olduğunu farketimiştim. Bu öylesine ince dudaklara sahip gardiyan, kazara bıyıklarına bir jilet darbesi indirdirse, zaten alelade gözüken sürmeli gözlerinin altınada ince kadınsı dudaklara arkadaşları arasında kesinlikle popüler bir geyik konusu olmaktan geri kalmazdı. Ama şu durumda lanet olası geyik konusu benim istediğim üç kalem ve bir defter. Ağzının içine girmeye başlamış bıyıklarının oynadığını gördüğümde çıkan kelimeleri uzaklaşarak duyuyorum. “Ne o günlük mü tutacasın?”
İstenmeyen yerlerdeki tüyler. Bu cümleyi duyduğunda kaç insanın aklına suratı gelebilirdi. Yüzde on yada bir mi? İstenmeyen, yer midir, tüy mü? Tüyler insanlarla eşdeğer varlıklardır. İnsanları sınıflandırmaya ayırdığımızda karşılaştığımız çeşitlikile bu genel olarak hitabettiğimiz tüyleride sınıflandırabiliriz. Bir erkeğin saçları dökülürken, sakalları ve kıçındaki kıllar nasıl oluyorda büyüyebiliyor. Gelişen tıp saç ekme işlemlerinde evrime uğrayan kıç kıllarının saça dönüşmesi anına tanık olmuşmudur? Saç ektiren insanlarınn saçlarında bür kıvırcıklaşma varsa diyebiliriz ki “evet bu adam boktan bi adam”.
Hayır geçmişin günlüğü tutulmaz, yada geçmişin günlüğüne biz anı diyoruz, anılar genel olarak ele alındığında hayallerle yoğrulmuştur, geleceği yazan bir günce içinse hayal diyebiliriz, olan şu ki günce şu an, gün işersinde olan olaydır, geçmişte olan yada gelecekte olacak olan değil. O yüzdendir ki günce tutmak saçmalıktır, o zaten yazılırken anı olmuştur.
Siz ne düşünüyorsunuz?