haftasonunun iÇinden…

Bu uzak doğululara hastayım. Bilhassa Japonlara ama bunların hepsi bir muhteşem. Hele şu olimpiyat açılışından sonra Çinlilere de hasta oldum ne güzel bir açılıştı öyle. En çok aklımda kalan ise geçit törenleri esnasında beyaz elbiseleri ile ayaklarını bir ileri bir geri hareket ettirip ayrı bir güzellik katan çinli kızlardı. Canlarım benim. Şimdi ne alaka demeyin bir sene sürmüş hazırlanmaları, sadece ayak sallamak için.
Velhasıl bir gümüş madanya almışız bayanlarda. Geçen gün bir ata tvye baktığımda gördüm. halter olması lazım, aman şu halter bayanlara yakışmıyor kanımca, bir de yüzmenin fazlası zarar.
Sabah sabah bayanlardan başladık bakalım sonumuz hayrola…
Haftasonu barışa rock planımız alsında planladığımız gibi gelişmedi. Çadırımızı kuramadık, ama olayı gittik gördük. Son gittiğim festivalden daha çok para harcandığı belli. Eh sponsorlar artıyor tabii ki. Ancak Mehmet Ali Alabora’dan duyduğumuza göre nedendir bilinmez ama bu son festivalmiş. Yani bundan sonra Barışa Rock yok.
Neyse cumartesi günü akşama doğru gittik festivale. Biraz dolaştıktan sonra Cem Karaca Sahnesinin önüne oturarak müzik eşliğinde biraz sohbet ettik. Efendim festivalin amacı doğrultusunda herkesin çöpünü toplaması lazım ama bizin yeni nesil bunu pek beceremiyor. Eh çok şımartıp alıştırmışız götlerini toplamaya haliyle hepsi bırakıp gidiyorlar. Neyse birde o gençleri hali ne. Hepsi Japon animelerinden fırlamış saçlarla ortada… Güzelim kızlar dwldirmişler dudaklarını komple öpmeye kalksan metal tadından başka birşey almayacaksın. Bunların sevgililerindeki ne zevktir. Bu olgu duygusal bir şeydir his meselesidir, maksat pornoya çevirmek değildir. Ne diyorum ben. Her şey birbirine girdi. Ne anlatmaya çalışıyordum?
Velhasıl bence festivaldeki en iyi performans benim gördüğüm kadarı ile Sultan Tunç’a aitti (kimdir nedir bilmiyorum pek). Ama çok eğlenceli ve güzel olduğunu söyleyebilirim.
Haftasonuna Bir Wai filmi, bir King uyarlaması iki de Çin filmi sıkıştırmadım da değil…

Of çok dağıldım… İş yerinde yazılmıyor bu hele pazartesi sabahı… gelen, giden; gittiğin geldiğin, şuncacık yazı için kaatlerdir başındayım bunun…
sustum…


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

“haftasonunun iÇinden…” için 6 yanıt

  1. noreply@blogger.com (delikanlı) avatarı
    noreply@blogger.com (delikanlı)

    wong kar wai-lanmalıyım ben de acilen.Altın portakalda da ben atıcam havamı,istanbulda değiliz diye nıck nıck,yok barışarock gittim yok şunu yaptım:)

  2. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    eh ne yapalım arada işten kafayı kaldırıp bişiler yapmak lazım dimi yani?

  3. noreply@blogger.com (pRncfRn) avatarı
    noreply@blogger.com (pRncfRn)

    Sabah nickim 'barışarock mış peah o yalaşarock bir yarrock festivali oldu çoktan'dı ve aldığım bu haberle, gördüğüm bir kaç ropörtajla yanılmadığımı anladım.
    Bilen bilir festival benim kampüsümün hemen dibinde düzenleniyor,
    'Barış istiyaaraaaaaaaaazzz' diyen götik kızlarla ve çadırlara kimi atarım diye gezen aylaklarla doldu ortam.
    İlk yılı hatırlıyorum da, çamurdan heykeller, deniz kızları yapılmıştı yerlere.
    Ufacık çocuklar gelmişti, tuvalette sıra beklenirdi göz sürmeleri için.
    Gençlik kaydı gitti söz söylemeye gerek yok, hepsi anarşist oldu ama savundukları şeyin ne olduğunun farkında değiller onlar, barııaaş istiyuaorrrlaarrr!

  4. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    @pRncfRn
    kimden normallik bekliyoruz ki? neyi, nasıl, niçin, yaptığını bilmeyen bir toplum var karşımızda. bu sadece gençlerle alakalı değil bu türk toplumunun genelinde olan bir sorun. eh balık baştan kokarmş. yani neslin ne olmasını bekliyoruz. düzgün tipler de yok değil ama geneli buna gidiyor. aile yapısı çok değişti. tamam özgürlük taraftarıyız da özgürlük nereye kadar yada bilinçsiz özgürlük özgülük müdür? lise çağlarındaylen saçımız hafif uzun iki üç tel sakal suratımızda var diye okuldana alınmaz üstüne üstlük kesilmesi için evden bir ton baskı gelirdi. şimdi bakıyorum da kim kime dum duma. saçların uzunluğunu bırak rengaren olmuş bukalemun gibi. tek rengi de anlıyorum, ama bu üç beş renk ne? sahneye mi çıkıyorsun? Siyah giyip koyu makyaj yapıp, iki üç delik deldirip bir de file çorapla gotik olunmuyor malesef. eskiden orospular giyerdi bu file çorapları ne demeli ne etmeli şimdi.
    bir de gotiğim ama tabularım var durumu mevcut. aman kim ne yaparsa yapsın. bırakın sevişsin gençler bizim gibi çekingen olmasın 🙂

  5. noreply@blogger.com (pRncfRn) avatarı
    noreply@blogger.com (pRncfRn)

    haha birden yaşlı gibi hissettim kendimi ama bizim okulda büyük bir disiplin vardı, cuma olmasına rağmen 1cm i aşıyorsa sakal fırçayı yerdim ki o da sevildiğimden diğerleri alınmazdı okula. Ayakkabı mutlaka siyah olacaktı, yoksa girilmezdi, bu kadar baskıcılık da çok saçma geliyor bana. Neyse ki şimdi elimde sigaram, piercing im, kulağımda küpemle kampüsümde ciğerlerim bayram ede ede gezebiliyorum 🙂
    Neyse üniversite ortamına girmeyeyim çünkü konu çok fazla kayacak malum meselelerden ötürü, hayır belki görünüş olarak güzel olabilirler fakat içi boşalmış bir gençlik malesef dejenere bir topluma gebe.

  6. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    uzadıkça uzar konu en iyisi susmak eylemi 🙂

Siz ne düşünüyorsunuz?