bu kez söz ustalar ustasında bunalım modu açık…
kayip ruhlarin tanrisi, tanrilar icinde kaybolup gitmis olan sen, duy sesimi:
bizleri, deli ve gezgin ruhlari gozeten aziz kader, duy sesimi:
kusursuz bir soyun ortasinda duruyorum, en kusurlu olan ben, ki eksigim coktur.
bir insanlik karmasasi, yolunu sasirmis nesneler bulutu olan ben, sonlanmis dunyalar arasinda gezer dururum – kusursuz insanlar arasinda, ki yasalari saglam, asayis berkemaldir, ki onlarin dusunceleri munasip, ruyalari muntazamdir, ve hayalleri defterde kayitlidir. onlarin erdemi, ey tanri, olculudur, gunahlari bicilidir, ve erdeme veya gunaha ugramayip da alacakaranlikta dolanan sayisiz seyin bile defterde kaydi tutulur, saklanir. burada, gunler ve geceler mevsimlere ayrilir ve sasmaz kesinlikle yonetilir.
yemenin, icmenin, uykunun, ortunmenin ve daha sonra tasalanmanin, hepsinin belli bir zamani vardir. calismak, oynamak, mesk’etmek, raks’etmek ve sonra uzanmak, bunlarin da zamani bellidir. filancayi dusunmek, falancayi derinden hissetmek, sonra dusunmeyi ve hissetmeyi kesmek, bunlarin da zamani ayridir, filanca yildizin falanca ufkunda yukselmesinden anlasilir. komsular guler yuzle aldatilir, zerafetle hediyeler bahsedilir, ovgude ve sovgude ihtiyatli olunur, tek bir kelime bile yeter bir ruhu yikmaya, bedeni tutusturup kul etmek icin bir nefes yeter, ve gunun sonunda, butun bu isler yapilip bitince, eller guzelce yikanir. sevmek, onceden kurulmus bir duzene uyar, hosca vakit gecirmenin usulu bellidir, tanrilara tapinmanin adabi vardir, iblislerin tuzagi maharetle savusturulur – sonra bunlarin hepsi unutulur gider, bellek butunuyle saf disi kalmis gibi. hoslanmanin gerekcesi olmalidir, ince elenip sik dokunur, mutluluk tatli tatli yudumlanir, acilara asaletle katlanilir – ve sonra bardak bosaltilir, ertesi gunun getirecekleri yeniden doldurabilsin diye.
butun bu seyler, ey tanri, basiretle yogrulur, kararlilikla dogrulur, selametle buyutulur, yasalar marifetiyle duzenlenir, akil ile yonlendirilir, ve sonra -yine onceden belirlenmis usule gore- katledilir ve defnedilir. ve bunlarin insan ruhu icindeki sessiz kabirleri bile isaretli ve numaralidir.
burasi kusursuz bir dunyadir, tastamam mukemmel bir dunya, askin mucizelerle dolu bir dunya, tanri’nin bahcesindeki en olgun meyvedir, ve kainatin temelidir.
fakat, benim burada ne isim var, ey tanri, emeline varamamis tutkunun yemyesil tohumu olan ben, ne batiya ne de doguya kosmayan deli firtina, yanmis kul olmus bir gezegenin saskin parcasi olan ben – duy sesimi, ey kayip ruhlarin tanrisi, tanrilar icinde kaybolup gitmis olan sen, cevap ver: neden buradayim?
Siz ne düşünüyorsunuz?