Kişisel Depresyon AnlarıResül Efe'in Kişisel BloguHanbun no Tsuki ga Noboru Sora, 半分の月がのぼる空, The rising half-moon in the sky

Ani bir kararla araya sıkıştırdım Hanbun no Tsuki ga Noboru Sora‘yı. Oysa güne neşeli başlamış, sakin her zaman ki gibi geçmesine rağmen çabuk geçmişti sanki. Yada şimdi bana öyle geliyor.

Altı bölümlük bir anime Hanbun no Tsuki ga Noboru Sora. Önce Light novel (resimli roman) olarak Tsumugu Hashimoto tarafından yazılmış ve Keiji Yamamoto resimlemiş. Daha sonra B.Tarō mangasını yapmış. Öyle ki bu da yetmemiş, Yukihiro Matsushita TV dizisi olarak animeye uyarlamış. Son olarakta TV Tokyo tarafından 16 bölümlük dizisi yapılmış (pek iyi hatırlamasam da sanırım aynı konuda bire k.drama vardı).

Şimdi aklınızda bu nasıl bir şeydir ki bu kadar çok uyarlamadı yapılmış diye soru uyanabilir. Şöyle yanıtlayabilirim: Anime, duygusal sıcak bir anime. Gerek müzikleri gerekse işlenişi bakımından takdir edecek özellikler taşıyor. Yani tamamıyla hikayeye adapte olabiliyorsunuz. Tamam bünyem her türlü animeye alışmıştı ama safi sakin ve duygusal geçen bir anime gerçekten de beni biraz sarstı.

Hikaye 17 yaşındaki Yūichi Ezaki ile başlıyor. Kendisi hepatit a olup sürekli geceleri hastahaneden kaçtığı için onu uzun zamandır iyileşememiştir. Bir süre sonra hastahanenin diğer bölümüne (bu bölümde sağlık durumu cidden kötü olanların olduğu bölüm) Rika Akiba adında kendi yaşıtı bir gelir. Yūichi onu arada sırada pencereden izlemektedir. Hastaneden kaçışları üzerine Yūichi‘den sorumlu hemşire onu odasına kapatır. Bir süre sonra odasından çıkması için ona bir şart koşar. Rika ile tanışıp arkadaş olacaktır. Yūichi bunu kabul eder ancak Rika hendini beyenmiş, uyumsuz, sert bir kızdır. Yūichi onunla arkadaş olmak için herşeyi yapar. Sonunda arkadaş olurlar ve ona aşık olur. Ancak Rika’nın kalbinde bir sorun vardır ve yakında ölecektir. Bir ihtimal ameliyatla kurtulabilir ama doktoru buna çok düşük ihtimal vermektedir.