Another Earth ile aklıma yer eden yönetmen Mike Cahill‘in son filmi I Origins. Film 2014 yapımı ve Türkiye’de FilmEkimi’nde gösterilmişti ama izleme fırsatı bulamamıştım. Sonraki zamanlar klasik bir ara izlerim hikayesinden sonra filmi izlemek bu zamana nasip oldu. Film görsel olarakta hikaye olarakta başarılı. Beni etkilediğini söyleyebilirim ama anlatımı ağır ve içinde nedense eksik kalmış huzursuzluğu olan bir etki bıraktı.
Film iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm daha romantik ve hayatı sorgular nitelikte, diğer bölüm ise biraz daha hareketli ve sorguların ve kendi içerisinde oluşturduğu hipotezlerin doğruluğunu araştırır hale bürünüyor. Bu esnada hikayede bazı kopukluklar da mevcut ancak bunlar pek rahatsız edici değil.
Ian moleküler biyoloji üzerine çalışma yapan genç bir bilim adamıdır. İş arkadaşı Karen ile birlikte solucanlar üzerinde gözün evrimi ile ilgili bir çalışma yapar. Bu şekilde yaratılış tezini de çürütecek, gözünde evrilebileceğini kanıtlayacaktır. Ian birde gözün beynin ve ruhun kodu olduğunu ve aynı koda sahip insanların geçmişte de yaşamış olabileceğini düşünmektedir. Yani Ian kısaca, ateisttir ama reenkarnasyona da inanmaktadır.
Bu çalışmaları sürerken bir gün bir partiye gider. Burada maskeli ve sadece gözleri görünen bir kızla tanışır. O gece tuvalette beraber olurlar. Ian sürekli yaptığı gibi kısın da gözlerinin resmini çeker. Ian adını sanını bilmediği bu kızdan etkilenmiştir. Daha sonra onu şehirde aramaya başlar. Bir gün bir reklam panosunda onu görür ve bulur. Sofi de ondan hoşlanmıştır ve ikisi birlikte omaya başlar.
Ian ve Sofi mutlu bir birliktelik yaşarken aynı zamanda sürekli var oluş konusunda konuşurlar. Sofi inançlı biridir. Ancak bu durum ikisi içinde sorun olmaz. Sürekli bu konularda tartışıp dururlar. Ancak belirtmem lazım ki din, tanrı vs… savunmaları ya da bunun aksini ispatlar çok basit diyaloglarla geçilmişti.
Ian ve Sofi mutlu mesut geçinirken bir gün Ian laboratuvara bir kaza sonucu gözlerini geçici olarak kullanamaz. Bu esnada onu eve Sofi götürür. Asansör ile eve çıkarlarken asansör kalır ve kalan asansörden inmeye çalışırlarken Sofi burada feci şekilde can verir. Filmin en beklenmedik ve can alıcı sahnesi de buydu bence. Bir süre Ian hayata küser kendi içine kapanır. Onu hayata ve işine döndüren de Karen olur.
Bir süre sonra Ian ve Karen evlenir. Karen hamile kalır. Ian ise mutlu bir evliliği olmasına rağmen hala Sofi’yi ve onun acı ölümünü unutmamıştır. Göz konusunda araştırmalara devam eden ekip, günün birinde çevrelerinden birinin göz taramasına girdiğini ve göz haritalarının çıkartıldığını öğrenir. Bu göz haritalarının tüm insanlarda farklı olduğu ve bu şekilde insanların, parmak izi gibi arşivlendiğini öğrenir. Tabi öğrendiği diğer bir şey ise düşük olasılık olmasına rağmen bazı kişilerin retinalarının bir olduğudur. Bu kişiler kontrol edildiğinde yeni doğan insan ile eskisi arasında bir bağ olduğunu duyar.
Ian bu durumu araştırır ve Sofi’nin gözlerini sistemde araştırtır. Tam da Sofinin gözlerine uyan bir çift göz görür. Bu göz Hindistan’da birine aittir. Ian hemen soluğu Hindistan’da alır ve kızı aramaya başlar. Tabi bu süreç kolay olmayacaktır. Sonunda kızı bulur. İlk aşamada kızın gösterdiği genel tepkiler Ian’a tanıdık gelir ve Ian umutlanır. Kızı bir teste sokar.
Tabi filme reel olarak baktığımızda karşımızda bilimsel bir belgesel yok. Yapılan çalışmaları ve düşünceler ne ne kadar doğru bilmiyorum. Tabi bilimsel olarak doğruluklar dan şüphe ederken dinsel olarakta bazı şüpheler var. Bir yerde reenkarnasyon din dışı bir olgu. İnanç kıyaslamasına girildiğinde ise film biraz kendini bunların dışına atmış. Evet film kara karıştırıp sorgulamıyor mu, sorgulatıyor, bu konuda sıkıntı yok. Kendi içerisinde de boşluklar olsa da bir yerde kotarıyor.
Filmde bazı boşluklar olmasına rağmen genel anlamda Mike Cahill yönetimi filmi kurtarmış. Tabi bunda birazda müziklerin katkısı var. Müzikler iyiydi ve iyi kullanılmıştı. Tabi bir de müziklerde Radiohead duymak müthiş keyif vericiydi. Ancak batığımızda filme bilim kurgu demezdim. Tam anlamıyla bilim kurgu sayılmaz. Yinede izlenebilir başarılı bir film. Hele bu konulara merakınız varsa.
Yönetmen – Senaryo: Mike Cahill
Oyuncular:
Michael Pitt | … |
Ian
|
|
Steven Yeun | … |
Kenny
|
|
Astrid Bergès-Frisbey | … |
Sofi
|
|
Brit Marling | … |
Karen
|
|
Dorien Makhloghi | … |
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?