Hiç Türkçe’ye bahane bulmuyorum. İçim fesat benim. tamam geniş kalıplı olabilirim lakin içime üç şeyi alacak kadar dirayetli olduğumu düşünmüyorum. Bu biraz zor iş zaten. Şöyle bir düşündüğümde almakta bana göre bir şey değil zaten. Bırak canım biz verelim. Vermek te pek fesat. Ne alıp ne vereceğiz ona bir bakalım…
Bakınız bu konuda Üstün Dökmen ne demiş: İnanç, Ümit ve Güven. Bildiğim kadarıyla bunların tamamı erkek ismi. Yani bu üçünü içimde taşımam lazımmış. Peki ama nasıl? Biri olsa diğerine yer kalmıyor. İnanç içimdeyken, Güven’e verebilir miyim Ümit’e. Ya da ümit içimdeyken kime inanacağım. Neye inanırken, kime güvenip, ne ümit edebilirim?
Sana inandım, seni ümit ettim, sana güvendim… Sonra… tekmeyi yedim…
Allah’ım ne yazıyorum ben. Saçmalık diz boyu.
Bu gün kedimi yedim. Alf sihirbazlık yapmaya çalışıyordu televizyonda. Bu arada sonu gelebilirse eğer yeni bir hikayeye başladım. Ne güzel bir sıcak.
Siz ne düşünüyorsunuz?