İlhami Algör – Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Geçtiğimiz günlerde filmi izlemiş ve yorumlarımı yazmıştım. Kitap fuarında da İlhami Algör‘ün bu kitabı gözüme ilişince almadan edemedim. Kitabın sayfa sayısının kısa olması tabi okunabilirliğini de kısalttı. Kitabın anlatım biraz zor ama anlatım şekli pek o bildiğimiz bizden olan karakterleri, filmleri, şarkıları betimlediği için o kadar keyifli ve akıcı.

Tabi benim filmi önce izlemiş olmamdan dolayı biraz hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. Çünkü kitaptaki hikaye ile filmdeki hikaye biraz farklı. Filmdeki anlatımlar biraz kitaba benzemekte.

Müzeyyen, kocası trafik kazasında ölmüş, küçük kızıyla ortada kalmış bir kadındır. Bir gün eski film montajcısı, sonradan kitap yazmaya çalışan kahramanımız ile tanışır. Kahramanımız, Müzeyyen’e aşık olur ve hemen evlenirler. Adam kendi hayal dünyasına o kadar kaptırmıştır ki Müzeyyen’in kendini taşıyamayacağını fark edemez. Müzeyyen başta onu yazması için yönlendirir ama işler pek istediği gibi gitmez.

Kitap Arkası

“Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi. “Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.” “Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. “Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,” dedi, arkasını dönüp gitti. Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor… Bülbülün çilesi, yazarın zulası… İnceden sarma bir sigara, inceden bir bardak… Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.

İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu’ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane’ye inen roman. Avaramu!
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 65
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: İletişim Yayıncılık


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?