Jack Keoruac – Yeraltı Sakinleri (The Subterraneans)

Her ne kadar ‘ın “Yolda“sını beğenmiş olsam da bu kitap için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Bunun başlıca nedeninin kitabın içine bir türlü girememek olduğunu belirtmeliyim. Çeviriden kaynaklı mı, yoksa okuduğum dönemde benim psikolojim mi bu kitap için yerinde değildi pek bilmiyorum.

Şimdi tüm bunları göz önünde bulundurarak bu kitap hakkında ne yazabilirim bilmiyorum. Şahsen iyi diyemem, kötü hiç diyemem. Ancak tazım matematiğine de uyduğunu hiç söyleyemem. Hal böyleyken aslında fazla yorum yapmayayım.

Keoruac bu kez bir aşk romanıyla çıkıyor karşımızda. Entelektüeller arasında takılırken oradan bir kıza aşık olur ve daha sonra bu kitap çıkar ortaya. Kimilerine göre en iyi aşk kitabı, kimilerine göre anlamsız, uyuşturucunun etkisiyle başı sonu belli olmayan cümleler. Ancak bir gerçek varsa o da Keoruac’ın anlattığı aşkı.

Kitap Arkası:

Jack Kerouac’tan unutulmaz bir roman daha. Bir kıza âşık olup, aşkın ve uyuşturucunun doruklarında ayakları yerden kesilen ama sonra terk edilince oturup ü0 günde yazdığı muhteşem eser.

Aklında yine yol var / Yolculuklar var ama / Jack Kerouac bu kez / Aşk durağında molada. / Tam da o sıralarda / Yeraltı sakinleriyle takılıyor / Ki bunlar janti değil afililer / Klişey kaçmaksızın kafalı ve zehir gibi entelektüeller. / Âşık olduğu dilber de onlardan / Mardou adında bir Negro, / Kahverengi gözlerinde yıldızlar gezinen / Üzüm karası küçücük bedeninden şehvet yayılan. / Geceleri gümbür gümbür / Gerry Mulligan çalıyorlar / Ve gün gri gri ağarana dek / Dayayıp başını Kerouac’ın koluna / Proust okuyor Mardou.

Ama Kerouac bu, âşık da olsa / Hep içkinin, dahası uyuşturucunun etkisinde / Buna kuşkular ve kıskançlıklar da eklenince / Kendi deyimiyle / Özgüvensiz, patavatsız bir adam oluveriyor / Ve aşk yolculuğu hüzne doğru yol alıyor. / Sonra oturup, üç gün üç gecede / Şiir mi desek, güzelleme mi, ağıt mı / Bu kitabı yazıyor.

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Çeviren: Zeynep Demirsü
Sayfa Sayısı : 144