Nasıl olsa isminden ekmek yeriz denen yapımlardan biri de Jurassic World. Filmi izlerken ve izledikten sonra bu film bana ne vardi diye sordum ve açıkçası hiç bir cevap alamadım. Film bana hiç bir şey vermedi. Ne bir hikaye keyfi ne de bir aksiyon. Konusu oldukça basitti ve hikaye çok yüzeysel işlenmişti.
Hikaye basitti dedim kısaca özetleyeyim. Jurassic diye genetik bilimi ile dinozorların fosillerinden alınan dna’lar ile dinozorlara yeniden hayat verilmiştir ve bunlar Jurassic World denen bir park alanında sergilenmektedir. Tabi bu arada parkta dinozorlarla ilgili yeni genetik deney yapılmaktadır. Bunların son ürünü de devasa bir dinozordur. Bu dinozorun en büyük özelliğinde bir çok hayvanın geninden yapılmış olması ve bu genlerdeki özellikleri taşımasıdır. Yani büyük olmasına rağmen hızlı, kurnaz, oldukça akıllı, kendini kamufle edebilme gibi özelliklere sahiptir.
Tabi bu gelişmiş dinozor bulunduğu yerden kaçar ve bir kaosa sebep olur. Zevkine insan öldüren bu dinozorun önünde de kimse duramaz. Tabi bu dinozorun geliştirilmesinde de bu yaratıkları bir savaş aracı olarak kullanmak isteyenlerin parmağı vardır. Jurassic World’da da binlerce ziyaretçinin hayatı tehlikededir.
Jurrasic World yöneticisi olan Claire’in de yeğenleri burayı ziyarete gelmiştir. Claire onlarla ilgilenemediği için yanlarına asistanını takar. İki çocuk Claire’in asistanlarını ekerek tam olayların göbeğine dalar. Onların tehlikede olduğunu öğrenen Claire hem tüm insanları hemde yeğenlerini kurtarmak için eski sevgilisi Owen’i çağırır. Owen bir dinozor eğitimcisidir. Macera bu şekilde başlar.
Film klasik aksiyon sahnelerinin yanı sıra, standart Amerikan aile yapısının da çizgisinde ilerliyor. Verilen bir mesajda doğal olanın iyi olduğu, genetiği ile oynanan şeylerin ise kötü olduğu yönünde. Tabi burada iyi kötüyü yeniyor. Yani doğal olan her zaman iyidir.
Filmin görsellerini mekan tasarımlarını beğendim ancak animasyonlar çok fazla sırıtıyordu. Bir çok yerde dinozorlara ben cgi’yim diye bağırıyordu. Filmdeki diyalogları da biraz uzun buldum. Bu film için oldukça gereksizdi. Zaman zaman gereksiz duygusallıkta mevcuttu. Filmde en çok keyif aldığım sahne ise bizim uçan dinazorların saldırı sahneleriydi. Güzeldi yani.
Özet olarak, evet kendini izlettiriyor ama ne bir duygu ne de bir keyif veriyor. Öyle bakıp izlerseniz iyi. Ancak filmin ardından, film ile ilgili tüm anılarınızın uçacağını söylemem lazım.
Yönetmen: Colin Trevorrow
Senaryo: Amanda Silver, Rick Jaffa, Colin Trevorrow, Derek Connolly
Oyuncular:
Chris Pratt | … |
Owen
|
|
Bryce Dallas Howard | … |
Claire
|
|
Irrfan Khan | … |
Masrani
|
|
Vincent D’Onofrio | … |
Hoskins
|
|
Ty Simpkins | … |
Gray
|
|
Nick Robinson | … |
Zach
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?