Dünyada her ülkenin kendi sineması var elbet. Yüz küsür ülke var dersek dünya üzerinde bu da yüz küsürün üzerinde sinema var demektir. Bir yerde sinema da dil gibi. Dil var olduğu sürece, sinema da var olacaktır. Şimdi arka sıralardan seslenenler olacaktır elbet “kardeşim sessiz filmler ne oluyor?” diye şöyle açıklayayım. Bir kültürü ayakta tutan dildir, sestir bunun yansıması ise sinemadır. O zaman bütün o sessiz diye izlediğimiz şeyler aslında büyük bir sesin yankısıydı… (ne zırvaladım be…)
Neyse, öylece dolanırken arşiv içinde acaba başka neler var diye gözüme son dönem İran sinemasından bir örnek çarptı Roozi ke zan shodam. Film Marzieh Meshkini‘nin ilk filmi. Marzieh Meshkini ise İranlı ünlü yönetmen Mohsen Mahkbalbaf‘ın eşi. Fİlmin senaryosunu ikisi yazmışlar ve film 2000 yılında Chicago International Film Festival ve Venice Film Festival‘den ödülle dönmüş.
Film üç hikayeden oluşmakta hemen hemen her filmde olduğu gibi bu üç hikaye son hikayede kesişmekte.
İkinci hikayede ise, bayanlar bisiklet yarışında lider durumdaki Ahu’yu sürekli olarak akrabaları takip etmektedir. bu şeytan icadından vazgeçmesini onu bağışlayacaklarını söylerler. Ahu onlara kulak asmayınca önce kocası onu boşar, daha sonra ailesi baskı yapar. Ahu yılmaz, yarışına devam etmektedir. Ancak ağabeyleri önünü keserek onu durdururlar.

- Fatemeh Cherag Akhar — Havva
- Hassan Nebhan — Hasan
- Shahr Banou Sisizadeh — Anne
- Ameneh Passand — Nine
- Shabnam Toloui — Ahu
- Sirous Kahvarinegad — Ahu’nun Kocası
- Azizeh Sedighi — Hure
- Badr Iravani — Genç çocuk
Linkler
http://www.thedayibecameawoman.com/
http://www.imdb.com/title/tt0260332/
http://en.wikipedia.org/wiki/The_Day_I_Became_a_Woman
http://www.bigglook.com/biggcinema/Film.asp?fid=291
Siz ne düşünüyorsunuz?