Kişisel Depresyon AnlarıResül Efe'in Kişisel BloguKampüste Çıplak Ayaklar

Öncelikle bu filmi neden izledim diye soruyorum kendime. Bir diğer soru ise bu filmi neden çekmişler yönünde. Ben bir anlam veremedim. Film bize ne anlatıyor ne vermek istiyor nasıl bir tekniği var her biri ayrı bir muamma. Sağlam bir senaryo yok ortada. Her şey havada kalmış. Bildiğimiz şey ise filmde aslında bilmediklerimizden ibaret.

Öncelikle oyunculuklardan bahsedeyim. Olmayan oyunculuklardan. Film tam anlamıyla amatör oyuncularla çekilmiş. Filmin etrafında döndüğü ve bize mistik hikayeler anlatarak kıssadan hisse çıkarmamızı sağlayan Şiva karakterinin oyunculuğu ise dillere destandı. Bu arada tabi baş roldeki kızımızın da mıy mıy konuşması cabası… Genel olarak oyunculuklar amatörce. Filmin başında Altan Erkekli, Binnur Kaya, isimlerini görüyoruz ancak bu isimler isimden öyleye geçmiyor. Zaten filme dair iyi oyunculuğuda bu kişilerin olduğu sahnelerde görüyoruz.

Film bize ne anlatıyor? Bunu toparlamak oldukça zor. Konu ve hikayeler oldukça dağınık. Düzenli bir şekilde bir araya toplanmamış, sonları da getirilmemiş. Her şey bir anda olup bitiyor. Arada ne oluyor ne bitiyor, izleyicinin hayal gücüne bırakılmış ancak zaten öncesi de olmadığı için hikayenin konu ile ilgili pek hayal kuramıyorsunuz. Filmde en belirgin hikaye ise ana karakterimiz Deniz’in, sevdiği erkek uğruna Fransa’ya gitmesi. Ancak bu nasıl bir gidiştir. Beş kuruşu olmayan, kız iki günlük, otomobil mankenliğinden sonra Fransa da günlerce kalabilecek parayı toplar. Sanki film Türkiye dışında başka bir ülkede yaşanıyormuş gibiydi. Tüm olan biten tüm karakterler bizim memleketimizdekilerden başkaydı.

Ah hepsi deyip yalan söylemeyeyim. Bazıları karakterler biraz gerçeğe yakındı. Zaten onlar da en göze batmayan sakin karakterlerdi. Fazla konuşmadıkları için gerçekliklerini kaybetmemişler. Filmde bir şeyler olup bitiyor ancak neden sonuç ilişkilerini göremiyoruz. Bazılarında nedenler var bazılarında sonuçlar. İkisi bir arada olay görmek oldukça zor.

Genel olarak bakıldığında aslında vakit harcanacak bir film değil. Eksikleri çok fazla. Ancak normalin dışına çıkmaya çalışan çekimler ve anlatımla ile bir nebze olsun artıyı hak ediyor. Ancak sadece bu kadar.

Film bir dönem meşhur olan Hindistan’a yolculuk yapıp kendini spritüel yolculuğa çıkmış insanların hayatlarından kesitler verirken, bu kişilerin arkalarında bıraktıkları hayatları nasıl çıkmaza soktuğunu aynı zamanda, çıkmaza giren insanlarında başkalarına nasıl yardım edeceğini anlatmaya çalışıyor film. Şiva’nın annesi bu gibi olaylara takmış biridir. Tek kızını da bu öğretilere göre yetiştirip, dünyadan göç ettiğinde, kızı buna dayanamaz ve kendini Hintli sanmaya başlar. Bu kız birden üniversitede sınıfın kapısından girer girmez, sınıftaki kişilerin de hayatlarını değiştirir.