Kısa süre önce bir Kanal-i-zasyon furyası gelip geçti. aslında furya demek abartmak oluyor. Öyle televizyonlarda çok reklamını görmedik. Tabi para verilip oynatılan reklamları diyorum. Onun haricinde hiç bir televizyonda ben reklam yapıldığını görmedim. Yani öyle haber bültenlerine falan da konuk olmadı. Elbette ki bunun sebebi konusu.
Film televizyon sektörünün istemeyeceği şeyleri gözler önüne seriyor. Zaten filmde, orada, burada gülerek izlediğimi karakterlerin hepsine rastlıyoruz. Hatta daha fazlaları bizimle birlikte. Geçen gün diğer blogumda bahsettiğim “köyün delisi” dile bu filmde. Düşünün işte nasıl bir kurmaca içerisindeyiz. İşte Kanal-i-zasyon bize bunları açıkça gösteriyor.
Tabi yukarıda da bahsettiğim gibi bir çok yapımcıya, kanal sahibine çomak soktuğu için reklamının yapılacağını (adının geçeceğini), hatta televizyonlarda gösterileceğini bile düşünmüyorum…
Sinemasal olarak baktığımızda başarılı bir film değil aslında. Bir çok skeçi bir araya tıplayıp, bir film çıkarmışlar karşımıza. Eh zaten biz böyle yapımlara alıştık film olsa ne olur deyip izliyoruz bizde.
İmdat annesi ile birlikte yaşayan fakir bir işçidir. hayatında vazgeçemediği tek şey televizyon izlemektir. ulusal bir kanalda da taşeron olarak cam siliciliği yapmaktadır. Camları silerken kanalın müdürü olan Berk’in odasındaki televizyona bakarken bu durum Berk’in dikkatini çeker. Berk bir iki kez ona kızsa da, daha sonra anlar ki İmdat’ın izlediği her yapım ertesi gün, reytinglerde tavan yapmaktadır. Bu durumu kendi yararına çevirmeye çalışan Berk, İmdat’ı kendi odasını temizlemesi için çağırır. Bu arada ona yeni yapımlar izletip ona göre yayın akışını düzenler…
Bir, iki, üç derken Kanal-i reyting sıralamalarında zirveye yakınlaşır. Tabi bu durumu kanal sahibi öğrenir ve Berk’in işine son verir. Kanal başına ise İmdat geçer. İmdat yeni ekibi ile birlikte televizyon dünyasına bomba gibi düşer. Yaptığı programlar izlenme rekoru kırar. Hayvanım olur musun, Kim 500 tokat ister ve diğer yarışmalar, büyük ilgi ile izlenir…
Tabi Berk bunu hazmedemez ona bir oyun oynar hapse girmesini sağlar. Bundan sonra arkadaşları İmdat’ı kurtarmak için çabalar…
Oyuncu kadrosu itibariyle çok zengin bir film. Filmin amacı belli ve tam da yerine oturmuş. Ancak dediğim gibi skeçler toplamı olduğu için pek film akışı yok. Ancak her televizyon izleyicisinin izlemesi gereken hatta nereye gittiğimizi anlayıp buna bir dur demesi gereken, bu amacı güden bir film…
Yönetmen: Alper Mestçi
Senarist: Alper Mestçi, Murat Aykul
Oyuncular:
Siz ne düşünüyorsunuz?