Karaoğlan

Şöyle yormayan pek üzerinde durulmayacak bir film izleyeyim dedim. Tabi sinemamızda böyle filmler oldukça bol bende son dönem çekilmiş filmlerden birini seçmeye koyuldum. Hem bir de blogtaki Türk Filmlerinin sayısı artsın. Filmler içerisinden seçim yaparken aslında Karaoğlan aklımda hiç yoktu. Hatta bir kez açtım sonra vazgeçip kapattım filmi. Ama tekrar dönüş yapma sebebim filmde başrol oynayan  oldu. He ne kadar süresi bana uzun gelse de filme damgasını vuran Müge Boz’un bacakları filmi sıkılmadan sonuna kadar izlememe sebep oldu. Ben konuyu saptırmayayım ve filme geçeyim.

Öncelikle çok başarılı bir senaryo yok karşımızda. Ama harcanmış para ve emek var. Filmde iyi diyemeyeceğim. Aslında iyi olmasını da beklemiyordum ama iyi olabilirmiş biraz daha üstünde dursalarmış. Bakın nasıl karışık bir cümle kurdum film o kadar karıştırdı aklımı.

Karaoğlan’ı küçükken çizgi romanlardan biliyorum. O dönemde gazeteler dağıtırdı biz de okumak için haftanın geçmesini beklerdik. O dönem Karaoğlan’ın çizeri Suat Yalaz o dönem Karaoğlan ile güzel bir karakter oluşturmuştu. Mert, yakışıklı, sert, tuttuğunu koparan. Peki günümüzdeki Karaoğlan bunların ne kadarını karşılıyor diye soruyorum kendime. Öncelikle yiğit Karaoğlan bildiğin metroseksüel erkek olmuş filmde. Sanki Nişantaşı sokaklarından çıkmış film setine gelmiş. Bayan oyuncularda bile daha az makyaj vardı ve daha doğaldılar. Film için bence başta karakter seçimi yanlış. Ya da biraz daha eskitselermiş karakteri daha iyi olurmuş.

Hikaye 1238 yılında geçiyor. Moğollar Anadolu’ya kadar gelmiştir. Türkler onlara karşı birlik içinde olmak için Çise Hatun’u Altın Orda devletine gelin olarak verirler. Ancak Çise Hatun bu olayı duyan Camoka’nın önderliğindeki Moğol ordusu tarafından kaçırılır. Çise Hatun tesadüfen Karaoğlan tarafından kurtarılır. Şehre gittiklerinde Karaoğlan Bayırgülü adında güzeller güzeli bir hırsızla tanışır.

Bu esnada kurtardığı kızın Çise Hatun olduğunu öğrenir. babası Baybora ve arkadaşları ile birlikte konuşurlar. Devlet ili için onlardan yardım istenir. Karaoğlan ve silah arkadaşları  Çise Hatun’u Altın Orda devletine götürüp teslim edeceklerdir. Bir kervan hazırlanır ve yola çıkılır. Ancak Camoka yolda onlara saldırır ve kervan dağılarak yakındaki bir kaleye sığınır. Camoka ise onların peşini bırakmaz. Karaoğlan ve arkadaşları Camoka ve ordusuna karşı savaşırlar.

Filmin senaryosu iki bayanın elinden çıkmış. Tabi iş böyle olunca filmdeki diyaloglarda kadınlara özgü olmuş. Filmin büyük çoğunluğu zaten Bayırgülü ve Çise Hatun arasındaki Karaoğlanı kapma didişmesi ile geçiyor. Bu hem sözlü hemde fiziksel didişmeler şeklinde oluyor. Zaten filmin çoğu bu hikaye ile geçerken günümüz kadın tiripleri diyalogları filmde almış başını gitmiş. Tarihe mal edeceğimiz hiç bir şey yok filmde. Günümüz insanları, günümüz karakterleri ama kıyafetleri değiştirmişler sadece. Bu da yapay bir ortam sağlamış filmde. adapte olmanızı engellemiş.

Filmin yapısında da sorun var. Tarihi, aksiyon, savaş vs. derken hiçte zamana ait olmayan esprilerle yapılmaya çalışan komedi filmin inandırıcılığına gölge düşürmüş. zaten baş rol oyuncusu yüzünden filme adapte olamamışken bu ayrıntılarda hepten adaptasyonumu bozdu. Oyunculuklar fena değildi. Zaten fazla bir şey beklememek yazımdı ama Müge Boz beni fazlasıyla tatmin etti. Bence bu Bayırgülü karakterini biraz daha açmak ve başlı başına film yapmak lazım. Hatta günümüze bile uyarlanır.

Film görsel olarak fena değildi. Görüntü yönetmeninin yakaladığı bazı kareleri beğendim. Onun haricinde yönetim açısından pek fazla elle tutulur bir şey yoktu. Müzikler yer yer güzeldi. Dikkatimi çekti. Ses ile ilgili teknik olarak sıkıntı vardı. Sanıyorum dublaj yapmışlar ancak pek oturmamış gibiydi.

Özetlemek gerekirse Karaoğlan çok çok şey vaat etmeyen hatta zaman zaman sıkan bir film. Lakin sırf eskilerin hatırına izlenilebilir. Yoksa bulaşmaya gerek yok.

Yönetmen: Kudret Sabancı

Senaryo: Kudret Sabancı,  

Oyuncular:

Bayirgulu
Balaban
Baybora
Peksen
Karaoglan
Camoka
Cise Hatun

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2356860/