Karides!

Benim en büyük sorunlarımdan biri, sürekli yakamda olan “akşam ne yesem?” sorunsalı. Eminim ki yalnız yaşayanların hepsi bu sorundan bolca tatmaktadır. Kahvaltı ve öğle yemekleri bir şekilde geçiştiriliyor ama akşam yemekleri tam bir sorun oluyor. Tabi dışarıda yemekte çok büyük bir çözüm ama bir yerden sonra dışarıdan ne yesem diye düşünüp duruyorsunuz. Sonuç olarak dışarıda yenebilecek hazır gıdanın her türlüsünü bir şekilde tüketmiş oluyorum ve ister istemez onlardan da bir bıkkınlık geliyor.

Böyle günlerde genellikle sandviç ve ekmek arası domates peynir ile geçiştiriyorum akşam yemeklerini. Sandviç konusunda uzmanlaştığımı belirtmeliyim. Eh zaten her ne kadar “nerede o eski domatesler” desem de domates, peynir, ekmekte çocukluğumdan kalan olmazda olmaz.

Düşünün yanı insanın hayatında yemek yemek kabusa döner mi? Benim dönüyor zaman zaman? Sonra maksat karın doysun boş ver diyorum.

Yine aynı düşüncelerle işten eve döndüm. Ne yesem diye düşünürken ellerim otomatik olarak domatese uzandı. Aslında mevsimi değil ama yemeden de olmuyor. Peynire uzanacakken arka taraflara gizlenmiş bir kutu karides gördüm. Karides almış bir köşeye iliştirmişim. Sanki bu durum şimdi biraz garip oldu. Ne yesem diye açtığım dolaptan karides çıkıyor. Oha lan!

Neyse karidesi aldım. Aklımın köşelerinde bir tarif belirdi. Muhtemelen duymuş ya da, bir yerlerden okumuştum. Bazı şeyleri bende uydurmuş olabilirim. Yani evde o an ne varsa keyfekeder bir şeyler atarım içine. Sanıyorum bu da öyle oldu.

O zaman tarife geçelim. Öyle yemek blogluğuna soyunmadım iddiamda yok. Anlatıyorum dinleyin olayı bu.

Dedim ya domatessiz olmaz diye ek olarak malzemeler ise şöyle: Karides, domates, kekik, pul biber, karabiber, maydanoz, tereyağ…
Malzeme listesi verdim ama oranlarının tamamı göz kararı. Zaten benim domateslerim de biraz fazla geldi. Olur o kadar.

Tereyağını tavada iyice erittim. Karidesler hafif renk değiştirince kekik, pul biber, karabiberi içine ekledim ve iyice karıştırdım. Sonrasında da küp küp doğramaya çalışıp muvaffak olamayınca ince şeritler halinde doğranmış domatesimi içine boca ettim. Aslında üşenmeyip kabuklarını da soysam daha güzel olurmuş. Domatesler suyunu salıp sonra çekene kadar kısık ateşte bir kaç dakika pişirdim ve hazır. Tabağa aldığımda ise üzerine bir kaç maydanoz ekledim.

Ekmek arası mı, yoksa başka bir şey mi diye düşünürken, karışıma ekmeği banarak yemek fikri daha ağır bastı. Tadı Fena değildi. İyiydi hatta. Elim lezzetli canım benim. Evet sanırım. Ya da bana öyle geliyor. Neyse afiyetle yedim ama sanki bir şeyler eksikti. Biraz ters oldu ama yedikten sonra, tariflere baktım. Sarmısağı unutmuşum ben. Önceden yağ ile öldürülmesi lazımmış birazcık.

Neyse sonuçta bu gün de karnımı doyurmuş oldum. Afiyet olsun bana.


Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?