Öncelikle filmin yıllar öncesinin radyo programının ismi olduğunu belirtmek isterim ancak zaten bunu herkes biliyordur. Buna istinaden zaten filmi izledik. Radyo programının küçük bir özeti gibiydi film. O koskoca yılların.
Tabi bir çok insan bu iki karakteri izleyipte iç geçirmeden edemiyor. Başı boş sorumsuz, akıllarına göre davranan karakterler. Tabi yayın döneminden bilenler filme daha sıcak bakacaklardır ancak bu kişiler ve filmler hakkında şu anın bakış açısı ile düşünceler olumsuz olabilir de. Sonuçta program Türk medya tarihinde bir ilkti ve ayrı bir yere sahipti. Biraz da o zamanlar daha özgür olduğumuzun kanıtı gibiydi.
Geçek bir yaşam öyküsü olduğu için hikayeyi eleştirmeyeceğim. Diyaloglar, senaryo, oyunculuklar oldukça başarılı. Her diyalog göndermeler içerdiğinden, ayrı bir tadı vardı muhabbetlerin. Ancak film boyunca şunu kestiremedim. Bu ne filmi idi? Komedi mi, dram mı, macera mı, aşk mı? Film hepsine göz kırparken, hiç birine tam anlamıyla ait olmuyor.
Güzel görüntüler, farklı kesitler karşımıza çıkıyor görüntü yönetmeni bu bağlamda iyi iş çıkarmış, müziklerde iyiydi. Ancak ekranı bölme işi bana zoraki yapılmış bir şey gibi geldi. Filme kesinlikle aksiyon katmıyordu. Filmde bir şeyler eksikti. O kadar samimi sohbetlere rağmen bir türlü filmim içine giremiyorsunuz. Film karakterler ve sizin aranıza bir perde çekiyordu sanki.
Filmin bütününde sorun vardı. Farklı kareler bir araya gelirken, sanki bu çekimlerin ardarda gelmesi tam anlamıyla hesaplanamamış gibi duruyordu. Sevişme sahnelerinin, çok olması bize kaybedenlerin kim olduğunu sorgulatırken filmde gözümüze çarpmıyor. Hiç bir aşırıya kaçan sahne yok. Sevişme sahneleri oldukça adaplı çekilmiş. Tabi böyle bir film için bu sahneler çok sönük kalmış.
Oyunculuklar oldukça iyiydi. Önceki rollerini düşünerek Ahu Türkpençe‘nin bu rolü kıvırıp kıvıramayacağını düşündüm ancak gördüğüm kadarı ile kendisine kıvırılmayacak bir rol düşmemiş. Kendisinde bilindik mimikleri ve oyunculuğu gördük. Tek farklılık omuz hizasındaki sevişme sahneleri. Belki bir başkası daha iyi bir performans gösterebilirdi.
Sonuç olarak kötü bir film değildi. Türk Sinemasının son dönem iyi filmlerinden, çok iyi diyemem. Her şeyin nezih bir şekilde sürdüğü, içine giremediğimiz, ancak izlemekten zevk aldığımız (eskisinin hatırına) bir film. Bu arada söylemeden edemeyeceğim film benim için Ahu Türkpençe‘nin burnunu fark ettiğim filmdir…
Yönetmen: Tolga Örnek
Senarist: Tolga Örnek, Mehmet Ada Öztekin
Oyuncular:
Nejat İşler | … |
Kaan
|
|
Yiğit Özşener | … |
Mete
|
|
Ahu Türkpençe | … |
Zeynep
|
|
İdil Firat | … |
Asli
|
|
Rıza Kocaoğlu | … |
Murat
|
|
Serra Yılmaz | … |
Anne
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?