Son dönem Türkiye’nin en başarılı dizilerinden birisiydi Kayıp. Bir sezon olarak düşünülmüş ardından gelen olumlu tepkiler üzerine uzatılma kararı alınmış, bir kaç bölüm ilavesi yapıldıktan sonra dizi final yapacak diye tekrar tekrar söylenmiş ve sonunda dizi final yaptı. Dizinin bu çetrefilli durumu yayınlanırken de devam ediyordu. Sürekli değişen gün ve saatler bunların başında geliyordu. Sonunda günü sabitlediklerinde ise yayın saatini çok geç bir saate aldılar. Tabi bu sebepten dolayı dizinin reyting denen zamazingosu düşüşlerdeydi. Bir çok kişi de benim gibi diziyi internetten izliyordu. Burada anlayamadığım zaten dizinin internetten bir reklam geliri vardı televizyonla arasında ne fark var anlayamadım. Sonuçta Türkiye’de her zamanki gibi iyi dizi iyi bir yer edinemedi.
Diziyi izlemeye başlamam tamamen tesadüf oldu. Öyle gezinirken televizyonda Mete Horozoğlu‘nu gördüm. Kendisini severek izlerim nedense kanım ısınmıştır kendisine. Ona ek olarak Dolunay Soysert‘i görmekte benim için diziye ilgi göstermem için bir artıydı. Suskunlar’dan sonra da Aslı Enver aklıma katılmıştı. Yan karakterlere de girsem tüm kadroyu yazmak zorunda kalacağım. Özetle dizinin genel olarak oyunculuk performansını beğendiğimi söylemeliyim.
Dizide en çok ilgimi çeken nokta ise bölüm başlarında bölüm sonunun verilmesi. Bölüm sonu ve o kısma kadar olan aralıkta siz olan bitenler hakkında hayal kurarken dizi farklı bir şekilde bir sonraki bölümler için tüyo vererek ilerliyordu. Açıkçası ilk bölümlerde zengin çocuğun kaçırılması ve fidye muhabbeti beni sarmamış olsa da diziyi izlemem için en önemli etken bölüm sonu olayıydı. Oyunculuk iyiydi, görsel olarak dizi iyiydi kurgu da fena işlemiyordu. Bu dakikada dizinin künyesini araştırmaya başladım.
Dizinin hikayesi Kanal D’nin CEO’su İrfan Şahin’e ait. İlk başta koca CEO kendine kıyak geçmiş diye düşünmedim değil ama CEO’dan da üstün değişik güçler varmış ki dizi az önce anlattığım gibi bir o gün bir bu gün, bir o saat bir bu saat dallanıp durdu. Kayıp’ın benim açımdan dikkatli ve bir o kadarda (başlarda) burun kıvırarak izlenmesinin sebebi buydu. Hikaye nasıldı, nasıl anlatılmıştı bilmiyorum ama dizinin başarısında senarist Elif Usman’ın da başarısı var. Teknik kadro ise aslında çok uzak olmadığımız Öyle bir geçer zaman ki dizisinin kadrosu. Yönetmen Zeynep Günay Tan, görüntü yönetmeni Sedat Yücel.
Büyük bir aile şirketleri olan Kemal ve Leyla çocukları Kerem ve Yasemin’le birlikte mutlu bir şekilde yaşamaktadırlar. Aslında bu dışarıdan öyle gözükmektedir. Kemal aslında bu zengin aileye damat olarak gelmiştir ve bunun sorunlarını yaşamıştır. Leyla ise kocasını sevmekte tüm vaktini çocuklarıyla ve hayır işleri ile geçirmektedir. Yine bir hayır toplantısında çift haber alır. İki polis oğullarını sorgulamak üzere evden almıştır.
Tabi çocuklarının birden alındığını öğrenen anne, bana paniğe kapılır ve soruşturmaya başlar. Ancak oğulları Kerem’i götüren polis değil, polis kılığındaki adamlardır. Bir de bu polis kılığındaki kişiler ölü olarak bulununca işler iyice karışır.
Kısa süre önce de Leyla’nın abisi Murat Şarman’ın karısı ölmüştür. Her şey üst üste gelmiş gibidir. Bir süre sonra fidye için evi aralar ancak fidye parasını isteyene kadar çocuğu kaçıran ekibin başka istekleri vardır. Leyla ise olayı araştırması için bir dedektif ister. avukatları aracılığıyla eski polis ve avukat olan Mehmet Kantarcı’yı olayı araştırması için işe alırlar. Mehmet olayı araştırırken, Kemal Özdemir’in sekreteri Özlem’e aşık olur.
Tabi hiç bir olay planlandığı gibi gitmez ve ortalık iyice karışır. Patronun kim olduğunun ortaya çıkmasını beklerken, dizi keyifli bir şeyir sunuyor bize. Yan hikayeler de oldukça güzel. Final uzatılmadan önce sanki iyi bağlanacak gibiydi ama araya eklenen iki üç bölüm ve bu bölümlerdeki flashbacler gereksiz ve olayları soğutmak amaçlı göründü gözüme. Öyle ki dizi finali hazırladı ancak yapmadı. Final ise bence biraz daha basit oldu.
Dizi her karakterin hayat hikayesine odaklanmaya çalışıyor. Ayrıntıya girmese de verilen bilgiler yeterli. Yani neden sonuç ilişkisi güderek kimseye kızamıyorsunuz. Özetlemek gerekirse izlemeyenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir dizi Kayıp. Demek ki biz de iyi diziler yapabiliyormuşuz. Amerika standartlarında bir dizi bence.
Yönetmen: Zeynep Günay Tan
Senaryo: Elif Usman, İrfan Şahin (Hikaye)
Oyuncular:
Mete Horozoglu | … |
Mehmet Kantarci
|
|
Asli Enver | … |
Özlem Albayrak
|
|
Ilker Kaleli | … |
Falko
|
|
Kaan Tasaner | … |
Kemal Özdemir
|
|
Dolunay Soysert | … |
Leyla Sarman Özdemir
|
|
Kürsat Alniaçik | … |
Murat Sarman
|
|
Banu Fotocan | … |
Gülriz Kurtulus
|
|
Erhan Can Kartal | … |
Kerem Özdemir
|
|
Ferit Kaya | … |
Bekir Çimen
|
|
Menderes Samancilar | … |
Hasan Deliorman
|
|
Fahri Sasmaz | … |
Yunus Emre Terzioglu
|
|
Nalan Yavuz | … |
Cemile Kantarci
|
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt3142878/
Siz ne düşünüyorsunuz?