bir tek ağır kokusu hayatın,
uzaklaştıkça ayağına dolanan engeller
kimsesizliğe bürünmüş sessizlik
tam da elimizi kana bulamışken
kimse bakmayacak arkandan
her adımda bir yumru barut gibi serpilecek boğazına
kuşlar susacak, gün ışığı sönecek
bir kıyamet alameti belkide
umut ettiğin her şey ardında kalacak
bir gün, bir gece
sana çıkan hayat kayacak delik bir cepten aşağı
ve deliliği daha iyi anlayacaksın
gözlerinin önünde uzanırken
eteklere sarılmış salyangozlar
ürken insanların, korkunç tabloları
kimse boyamayacak ardından
titrek ellerle hayatı
kimse bakmayacak ardından
dönüp gidecek
topuk sesleri kalbini delerek
ve bir giden ardında bir diğerini götürecek
zincirleme bir kazanın ortasında
bedenin paramparça halde
kimse bakmayacak ardından
ve kim öldürdüyse
o diriltecek…