Kimyô na sâkasu

Japon korku sinemasının büyük ustalarından ‘nun 2005 yapımı filmi Kimyô na sâkasu. Bu filmde Sono’nun diğer filmleri gibi izlemesi zor bir film. Sonu bu kez filminde gerçek ve hayal arasındaki ince çizgiye başarılı bir şekilde değinmiş. Tabi bu değiniş her zamanki gibi rahatsız edici biçimde olmuş. Film uluslar arası arenada Strange Circus adı ile tanınıyor. He ne kadar filmin bütünü anlayıp sirk mevzusuna anlam veremesem de aynı zamanda şair olan Sono’nun bir yerlere bir şekilde göndermeler eklediğini düşünüyorum.

Kimyô na sâkasu’nun hayal ve gerçekliğe açılan zor bir film olduğunu söylemiştim. Ancak yönetmen bu iki durum arasında başarılı bir şekilde geçiş yapmış. Filmin gerçekle halay arasındaki geçişlerini fark ediyor ancak onların birer gerçek olduğu izlenimini üzerinizden atamıyorsunuz.

Varlıklı bir okul müdür olan Gozo seks düşkünüdür. Sekse olan bu düşkünlüğünü dizginleyemez ve bir süre sonra 12 yaşındaki kızı Mitsuko’nun kendi sevişmelerini izlemesi için bir çello kutusuna koyar ve odasında bunu saklar. Tabi durum sadece bundan ibaret kalmaz. Bir süre sonra Gozo küçük kızı ile birlikte olmaya başlar. Psikolojik olarak etkili ve elinde dizginleri tutan Gozo’ya karşı ne Mitsuko ne de annesi Sayuri bir şey diyebilir.

Bir süre sonra Mitsuko’nun Gozo’nun gözdesi olması, Sayuri’nin mücevherlerine ortak olması anne ve kızı arasındaki çatışmayı iyiden iyiye arttırır. bu bir nevi Elektra kompleksinin hayat bulmasıdır. Ancak yönetmen bu konuda pek ayrıntıya girmemiş. Bu esnada ana-kız tartışmasında kazayla Sayuri’nin ölmesi, Mitsuko’nun sürekli tekrarladığı “ben annem oldum” deyişini desteklemektedir. Gerçekten de Mitsuko annesi olmuştur.

Ancak burada anlatılan hikayenin filmin ilerleyen dakikalarında Taeko adında bir yazarın elinden çıkma olduğunu anlıyoruz. Taeko bu tarz hikayeleri ile ünlü olmuş bir yazardır. Garip ve farklı tasarımlı bir evde yalnız başına yaşamaktadır. Taeko’nun tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu görürüz. Taeko hikayeleri kadar kendi de sapıkça eylemlerde bulunmaktadır. Yönetmen bunu görüntülememekle beraber sadece dillendirir. Yayıncının yanında yeni işe başlamış, Taeko ile tanışmak için her şeyi yapabilecek, kadın görünümlü Yuji yakın zamanda kendini ispat ederek Taeko, ile yakınlaşır. Tabi bu yakınlaşma beraberinde bazı gerçekleri de ortaya çıkarır. Filmin sürprizini bozmamak için bu dakikadan sonrasına pek değinmeyeceğim.

Film teknik açıdan başarılı. Yönetmen hayal ile gerçek arasındaki geçişleri renk kullanımları ile oldukça başarılı bir şekilde betimlemiş. Taeko’nun Yui ile yaptığı günlük gezilerde kullanılan renkler gerçeklik algısını iyi yaratmakta. Mekan seçimleri ve tasarımları ise oldukça başarılı. Taeko’nun evi, en içerisindeki gizli odası, Mitsuko ve ailesinin yaşadığı büyük gösterişli ev tamamen yabancılaşma ve farklılaşmanın sembolü. Yönetmen bu ayrıntıları başarılı bir şekilde kullanmış.

Özetlemek gerekirse, filmin başındaki ensest sahnelerden sonra film akıp gidiyor. İzleyici için rahatsız edici sahneler bu sahneler olabilir ancak yönetmen bunu başarılı bir şekilde vurgulamayı ve kullanmayı bilmiş. Bilinç dışında karşımıza çıkan bir şey yok ama yinede rahatsız edici bir hal alabilir. Tabi film sadece bundan ibaret değil, sosyolojik ve dini açıdan da bir eleştiri söz konusu. Kısacası başarılı bir film Kimyô na sâkasu. İzleyin derim.

Yönetmen – Senarist: 

Oyuncular:

Mitsuko / Sayuri / Taeko
Yûji
Young Mitsuko
Young Mitsuko

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt0492784/