Klon / Kevin Guilfoile

Bu Kevin Guilfoile’un okuduğum ilk kitabı. Olay kurgusu ve tespitleri oldukça başarılı olmasına rağmen bölümlerin geçişinde bazı sorunlar hissettim. Kitap sanki bir yerde kendi yerinde yarattığı heyecanı sürükleyemiyor gibi geldi bana. Kitabın sonrasına doğru kitapta hareket biraz artarken final oldukça şaşırtıcı olmasına rağmen oldukça sönük kalıyor.

Kitapta sanki erken sonla karşılaşıyoruz. Hikayenin bizi yönlendirdiği şekilde son yapıldıktan sonra kalan sayfalar aslında, asıl finalin daha yaşanmamış olduğunu katilin daha çözülmemiş olduğunu öğreniyoruz. Tabi bu şekilde daha kitabın sonu gelmeden kimin aslıda suçlu olduğunu öğreniyoruz. Evet aslında kitap bu şekilde kurgulanmış. Aslında finalde anlatılmak istenen, belkide gözden kaçan delillerin insanın başına açtığı bela. Yada buna öfkeyle kalkan zararla oturur mu demeliyiz…

Hikaye klonlama uzmanı Doktor Davis Moore’un başından geçenleri (mi, başına gelenleri mi) anlatıyor.  Davis Moore’un on yedi yaşındaki kızı tecavüze uğrayıp öldürülür. Çok yakın zamanda da Dr. Moore klonlama karşıtları tarafından silahlı bir saldırıda yaralanmıştır. Her şey üst üste gelmiştir. Üstünden aylar geçmesine rağmen kızın katili de bulunmamıştır. Bir süre sonra kızının eşyaları polis tarafından Dr. Moore’a gönderilir. Polis bir hata yapmış ve eşyaların içinde katile ait olduklarını düşündükleri, sperm ve saç tellerini bırakmışlardır.

Dr. Moore katilin DNA’larından bir klon çocuk üretir ve çocuğu izlemeye başlar. Çocuk 15 yaşına geldiğinde ise klon olduğunu öğrenir ve dünyaya gelme amacının katili yakalamak için olduğunu düşünmeye başlar ve kendi asıl kopyasını saklar. Bu arada şehirde kadınların öldürüldüğü seri cinayetler de işlenmektedir. Arada bir bağlantı olduğunu düşünmektedirler.

Atılan adımların sonuçlarının ve tesadüflerin insanları nereye getirebileceğine dair güzel bir hikaye Klon. Tabi ki kitap çok fazla dini öğelere yada toplumsal düşüncelere dalmadan tarafsız bir şekilde kendi örgüsü içinde akıp gidiyor. Kitap aynı şekilde sanal dünyanın kişileri klonlayıp klonlamadığını gerçek ve sanal hayatın ayrımını da yapmaya çalışmış…

Kapak Arkası

Klonlama uzmanı Doktor Davis Moore’un on yedi yaşındaki kızı tecavüze uğrayıp acımasızca öldürülür. Olay hakkında soruşturma açılır; ancak bir sonuca varılamaz. Aylar sonra Moore kızının eşyalarını polisten geri alır ve bunların arasında kazayla unutulmuş, içinde katilin DNA’sı bulunan küçük bir şişeye rastlar. İşte o an Moore’un beynine korkunç bir düşünce saplanır: Belki kızını değil ama onu öldüren adamı klonlama olanağına sahiptir. Peki kızının katilinin gözlerinin içine bakmaya ne kadar dayanabilecektir?

Justin Finn, üç yaşına bastığında diğer çocuklardan farksızdır. Canlı, neşeli ve sevimli: Ondan zerre şüphe etmeyen anne ve babasının gözündeyse masum bir bebek. Ne var ki yüzü, bir gün mükemmel bir genetik kopya olarak soğukkanlı bir katilinkine tıpatıp benzeyecektir.

KLON küçük bir çocuğun bir gizemi çözmesi için dünyaya getirilişinden yola çıkarak, kötülüğün kaynağını sorgulayan, klişelerden uzak, dahice yazılmış özgün bir roman. Kaldırdığınız her taşın altında bir zeka parıltısı göreceksiniz.

Zekice kurgulanmış bir şaheser… Doğru ve yanlış, kader ve seçimlerimiz arasındaki farkı söyleyebilecek cesarete sahip eşine az rastlanır bir roman.

-Salon-

Yılın en iyi kitaplarından biri.

-CrimeSpree Magazine-

Hedefi on ikiden vuran bir kitap Guilfoile, şaşırtmacalı anlatımı ve benzersiz kurgusuyla okuyucuyu ters köşeye yatırıyor.

-New York Times-

Koridor Yayıncılık

Temmuz 2011

518 sayfa


Yorumlar

“Klon / Kevin Guilfoile” için bir yanıt

  1. Öncelikle kurgunun iyi olduğunu söyleyebilirim fakat zazar okuyucuyu katile fazla güdüledi ve yönlendirdi diye düşünüyorum tabii okuyucu başka nasıl yanıltılır o da başka bir konu. Finalin sönük olduğu konusuna katılıyorum.
    Sanal ve gerçek dünya arasında ortaya koyduğu kesişimler ve gelecekte olması muhtemel sanal hayatı çok güzel resmettiğini düşünüyorum.
    Son zamanlarda okuduğum en güzel roman diyebilirim.

Siz ne düşünüyorsunuz?