Mustafa…

Can Dündar’ın filmini henüz izlemedim ama ortalıkta gezinen polemiklere de göz kapıyor değilim. Öncelikle merakla filmin vizyona girmesini bekledim. Gala güzeldi, daha sonra Turkcell’in sponsor polemikleri ortaya çıktı. İyi miydi kötü müydü derken, halk ikiye bölündü bu konuda (haber siteleri öyle diyor). Film hakkında yorum yapmayacağım. İzlemeden bu olmaz, gerçi ne zaman izleyeceğimi de bilmiyorum ama Cellar Door‘un Son Halife Can Dündar yazısı çok ilgimi çekti. Yazıyı okuduktan sonra neden sürekli Mustafa filminin fragmanlarına genellikle dini kanallarda rastladılımı anladım.
Kızmaz umarım Cellar Door‘dan küçük alıntı yapayım. 🙂
Filmdeki Mustafa kim mi?

– ilk işi heryeri heykelleriyle doldurmak olan bir diktatör,
– şapka giyip Anadolu’yu gezen, medeniyeti bu sanan bir Avrupa özentisi
– Anadolu’daki sefaletten habersiz gününü gün eden bir cumhurbaşkanı,
– bağımsızlık sonrası tek bir iş yapmadan boş boş etrafta gezinen, canı sıkılan, sabahlara kadar içip filmdeki tabirle “yatakla yemek masası arasında yaşayan” bir zavallı.

– karanlıktan korkan 40 yaşında bir ülke yöneticisi
– Kürtlere özerklik verilsin diyen bir Rum

Cellar Door’un yazısının tamamı için tıklayınız


Yorumlar

“Mustafa…” için 7 yanıt

  1. noreply@blogger.com (Ruyayla) avatarı
    noreply@blogger.com (Ruyayla)

    Vizyona girmesini sabırsızlıkla bekleyen ben, şimdi yorumları okuduktan sonra oyalanıyorum… Gdip gitmemek arası kararsızlıktayım açıkçası ..

  2. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    bende de aynı kararsızlık var, izlemeyeceğim demiyorum ama gidip gitmeme arasında kararsızım…

  3. noreply@blogger.com (demet) avatarı
    noreply@blogger.com (demet)

    filmle ilgili orta karar bir yorum duymadım hiç… filmi izleyenler ya bayılmışlar ya da nefret etmişler filmden… sanki iki farklı filmden bahsediliyor gibi… yurdum insanının a dediğinin aslında b olduğuna b dediğinin aslında c olduğuna o kadar çok tanık oldumki… en doğrusu gidip neyin ne olduğunu kendimizin görmesi… sonuçta herkes farklı bakış açısına sahip… ben ilk fırsatta gidip izlemeyi düşünüyorum…

  4. noreply@blogger.com (pRncfRn) avatarı
    noreply@blogger.com (pRncfRn)

    Kendi fikirlerime sahip olmak için eleştirilerini okuyamadım ama gidince okuyacağım.

  5. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    @demet
    elbette filmi izlemeden yorum yapmamak lazım, yorumlardan çok etkilenmediğim için her iki kısmın da yorumlarını okuyup filmi o doğrultular eşliğinde izlemeyi düşünüyorum her iki şekilde değinilenlere bu yüzden kapım açık.
    ama cellar'ın senematik bakışı iyidir, film slayttan öte değil diyorsa öyledir 🙂

    @pRncfRn
    Ben sadece sinemada izlenip izlenmemesi konusunda tereddütteyim. belki yolum dürer izleyiveririm…

  6. noreply@blogger.com (rengin kosklu) avatarı
    noreply@blogger.com (rengin kosklu)

    yazıya ilgi duyduğuna çok sevindim. gidin izleyin diyorum mutlaka. ya da gitmeyin-korsan cd'ye destek olun, bilemedim tam. ama bildiğim Can Dündar'ın açıklamalarını dinledikçe, kendini bir idealin arkasına sığınmamayacak kadar aptal göstermeye, bu şekilde yırtmaya çalıştığı. Ben kendi Atatürk'ümü anlattım deyip duruyor heryerde. Ben de kendi Can DÜnar'ımı anlatacağım, o olacak!

  7. noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları) avatarı
    noreply@blogger.com (kişisel depresyon anları)

    Senin can dündar'ını da bekliyorum ben o zaman 🙂
    şimdi iki ucu boklu değnek. filme gitsem sevmeyip kızsam can dündar'a para gitti diye üzüleceğim, korsana versem o ayrı bir dert 🙂 eh ne yapacağız 🙂

Siz ne düşünüyorsunuz?