ne vakit gözlerini görsem
hayata geç kalıyorum
uyuya kalıyor
vapuru kaçırıyor
beklenmedik
yalanlar uyduruyorum kendime
küçük bir toz kütleri kaplıyor
etrafımı
hayatımı
hafifçe bir hayal çöküyor üzerime
herkese has
ikindi çaylarının
rehavetli sohbetleri başlıyor
karşı komşunun kızı çekiştiriliyor
aşklar anlatılıyor
yaşanan
yaşanmaya çalışan, yarım
yamalak
tam sıra sana gelmişken
iki katlı
ahşap eve kapatıyorum kendimi
sokağın başındaki
ne vakit gözlerini görsem
bir viranenin altında kalıyorum
geç kalıyorum
kaçırıyorum şimdiki halleri
hepsine bürünüyorum
ne zaman gözlerini görsem
bu kez son defa
atacağını düşünüp
kalbimin
gülüyorum…
Siz ne düşünüyorsunuz?