ne vakit gözlerini görsem

ne vakit gözlerini görsem
hayata geç kalıyorum

uyuya kalıyor
vapuru kaçırıyor
beklenmedik
yalanlar uyduruyorum kendime

küçük bir toz kütleri kaplıyor
etrafımı
hayatımı
hafifçe bir hayal çöküyor üzerime

herkese has
ikindi çaylarının
rehavetli sohbetleri başlıyor
karşı komşunun kızı çekiştiriliyor
aşklar anlatılıyor
yaşanan
yaşanmaya çalışan, yarım
yamalak
tam sıra sana gelmişken
iki katlı
ahşap eve kapatıyorum kendimi
sokağın başındaki

ne vakit gözlerini görsem
bir viranenin altında kalıyorum

geç kalıyorum
kaçırıyorum şimdiki halleri
hepsine bürünüyorum

ne zaman gözlerini görsem
bu kez son defa
atacağını düşünüp
kalbimin

gülüyorum…

(uzun süre önce  yazmışım nedense eklememişim bloga)

2 Comments

Siz ne düşünüyorsunuz?

Back to Top
%d blogcu bunu beğendi: