No One Lives

Filmin yönetmen koltuğunda Ryûhei Kitamura‘nın olması filmi izlemem için başlı başına bir nedendi. Ancak Japon yönetmenin Amerika macerasının çokta iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Belkide bunun başlıca sebeplerinden biri hikayelerin Amerikalılar tarafından çekilmesi. Keşke Ryûhei Kitamura memleketinde kalsa da Versus, Aragami!, Azumi gibi filmler çıksa ortaya.

No One Lives bir karmaşa ile başlıyor. Bunun en büyük sebebi karakterlerin fazlalığı. Tabi karakterler ortada sadece ölmek için var düşünmek için değil. Film hızlı bir giriş yapıyor. Emma Ward arkadaşlarını öldüren katilin elinden kaçmıştır. Tam koşup ana caddeye çıkacakken katilin kurduğu tuzağa yakalanır. Bu esnada elindeki cam parçası ile ağca yaşadığını belirten bir not bırakır.

Bu not bir avcı tarafından bulunur ve polisler Emma’yı aramaya başlar. Ailesi emma için büyük bir para ödülü koyar. Bu arada katil Emma’yı öldürmemiştir. Katil bir başka kadınla seyahat ederken bir aile çetesi tarafından araçları çalınır. Bu aile psikopat bir ailedir. İnsanları öldürmekten hiç çekinmezler.

Arabası çalınan katil arabasının izini sürer. Katil ve kız rehin alınmıştır. Bu sırada arabanın bagajında Emma’nın olduğunu fark ederler. Onun televizyondaki kız olduğunu ve iyi para ettiğini anlarlar. Bu sırada katil bulunduğu yerden kurtulur ve başındaki iri yarı adamı öldürür.

Bu dakikadan sonra avcı konumundaki aile av konumuna düşer. Acımasız katil onların peşindedir. Emma onlara bu katille başa çıkamayacaklarını söyler ancak ona inanan olmaz. Tabi her biri tek tek acımasız şekilde öldürülür.

Filme eklenecek ekstra bir şey yok. Emma her iki katilden de kaçmaya çalışır ancak başarılı olmaz. Filmin en etkili ve akılda kalıcı sahnesi ise katlin iri yarı adamın içine girmesiydi. Bu nasıl oldu siye sormayın ben de çok anlamış değilim. Derinin içinin boş olduğunu hiç mi fark etmediler. Ryûhei Kitamura’nın filmlerinde böyle sahnelere rastlamak mümkün ama film gayet ciddi ve mantık içerisinde devam ederken böyle bir sahne ile karşılaşmak ister istemez insana saçma geliyor.

Filmde oyunculuklar iyiydi. Luke Evans karaktere tam oturmuş. Adelaide Clemens ise nedense bu filmde bana çok itici geldi. Bir türlü acısına ortak olamadım. Finalde ise Emma ve katilin hesaplaşmasına tanık olduk.

Aslında böyle bir filme gerek var mıydı sormadan edemedim kendime. Filmi bitirdiğim anda şu deri içine girme sahnesi dışında film ile ilgili aklımda hiç bir şey kalmadı. Buna rağmen hikaye izlediklerimizden farklıydı. Bir çok ölüm sahnesi de Ryûhei Kitamura’ya yakışır şekildeydi.

Özetlemek gerekirse arada kaldığım bir film No One Lives. Çerez bir film. Öyle bir başka işle uğraşırken yandan yandan izlenebilir.

Yönetmen: Ryûhei Kitamura

Senaryo: David Cohen

Oyuncular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1763264/