NPN (taslak)

Karanlık üzerimize yürüyor. Toz bulutu etrafımızı sarmış. Burnumun ucunu görmekte zorlanıyorum. Ağaç dalları çoğu zaman yüzüme çarparak geçiyor. Sanki kendimi boşa adım atıyormuş gibi hissediyorum. Tanımadığım bir adamın peşinden kuşku bir o kadar da güvenle yürüyorum. Görebildiğim sadece sağa sola sallanan başı. Sol ayağını yere set vuruşu, sağ ayağını sürüyüşü kulaklarımda. Bir de uzaklardan gelen silah sesleri. Ateşkes şu an bitmiş olmalı. Soğuk bir rüzgarın etrafımı çerçevelediğini hissediyorum. Dar patika yolda, iki tarafı uçurumla çevriliyken insanın yapabileceği tek şey düşüncelerini bir yere sabitlememek… Şimdi ise yaptığım sadece aklıma gelebilen akıllıca sorulardan bir geçit yapmak. Kollarımı hareket ettirdikçe uçurumun derin soğuğunu hissediyorum. Sanki kollarımdan kavrayıp beni kaldıracakmış gibi. “Acımayın bana” diye bir ses geliyor uzaktan… Ve aniden karşımda beliren, başsız bir vücut, ardındaki bir çift bacak…
Neden bu kadar sakinim?

Radyo…
Kelimeleri seçebileceğimi üşünüyorum. Yani radyoda dediklerini. O ihtiyarın bunu dinleme sebebi olmalı… Bir saniye, neden sebep arıyorum ki bir bunağın neden radyo dinlediği konusunda. Sonuçta onun akli dengesinin yerinde olmadığını herkes gayet iyi biliyor. Sanırım evdeki yalnızlık hissi beni bunları düşünmeye iten. Yarın kendime bir köpek alırım olur biter. Bir ihtiyarın yerini tutabilecek en iyi şey. Ama onun yokluğunu bu kadar hissedeceğimi bilmezdim. Karanlık… gelen bu ses…

devam edecek…