“deneme“
Demek öldün. Senin için üzgünüm. Aslıda sevdiklerine kavuştuğun içinde memnunum. Beni üniformalar içinde gördüğünde irkilmiştin. Sana neden bu mesleği seçtiğimi anlatmak zor olmuştu benim için. “Senin yaşadıklarını başka kimse yaşamasın diye” dedim. Ancak anladım bazı kararları biz veremiyoruz.
İlk tanışmamızı hatırlıyorum. Evimizin mutfağında çelimsiz, zorla ayakta durmaya çalışır bir halde hızlıca bir yandan ekmeği dişlerken bir yanda, da sürahiyi başına dikişini hatırlıyorum. Ağzına tıktığın büyünce ekmekle birlikte dudaklarından sızan su ile birlikte ne yalan söyleyeyim korkmuştum biraz. Sanıyorum uzan zamandır bir yaşıtımı görmediğim için birazda şaşkındım. Ne yapacağımı bilemedim. Beni gördüğün andaki yüz ifadeni hala hatırlıyorum. O korku ifadesini başka hiçbir yüzde görmedim. Ve hala rüyalarımın derin bir parçası.
Beni görür görmez gücünün elverdiğince koşmaya başlamıştın.Nereye koşacağından emin bir şekilde. Bense ne yapacağımı bilmez bir şekilde donmuş kalmıştım. Üst kata çıktın. Ayak seslerini duyabiliyordum. Ardından bir şeylerin yerinden oynadığını işittim. Kendime geldiğinde bende ardından koşmaya başladım. Odamın kapısı olabildiğince açıktı. İçeri girdim temkinli bir şekilde. Tekrar seninle karşılaşsam ne yapacağımı bilmiyordum. Gerçek miydin onu da bilmiyordum. Odanın içine, yatağın altına ve dolabın içine baktım ama senden eser yoktu. Hayal görmüş olmalıydım. Aileme hatta her gün eğitimim için gelen mürebbiyeye bile bir şey söylemedim. Her gün odamda boş duvarlarla konuşuyordum. Aslında sana. Bir süre sonra ailem bu kendi kendimle konuşmalarıma takıldı. Bir süre sonra elime kitap alarak kitap okumaya başladım. Varlığın konusunda hala tereddütteydim. Ama içimden bir ses konuşmaya devam etmemi söylüyordu.
Bir gün aklıma dahiyane bir fikir gelmişti. Ya hayal olduğun ortaya çıkacaktı ya da sen. Yeni ısıtılmış çorba, biraz ekmeği odama getirdim ve yatağın üstüne bıraktım, yanına merhaba yazılı bir not iliştirerek. Kapıyı sertçe kapatarak çıktım, yaptığım işleri sana seslenerek. Birkaç saat odadan uzakta kaldım. Bu yaptığım ufak deneyin sonucunu merak ediyordum. Aslında her ne kadar sakin gözüksem de içimde bir kıpırtı sürekli odayı kontrol etmem için zorluyordu beni. Ama yapmadım. Akşamüzeri odaya girdiğimde ise tabak boştu.Evet haklıydım. İçimde haklı olmanın verdiği bir rahatlama vardı. Ama kimdin ve neredeydin? Bıraktığım nota gözüm ilişti. Altında küçük bir gülen yüz vardı.
O günden sonra birbirimize güvenmeyi öğrenmiştik. Ben neden orada saklandığını senden dinlerken, neden burada olduğumuzu, burada ne yaptığımızı daha fazla sorgular olmuştum ailemden. Onlarında neden burada oluklarından haberleri olduğunu düşünmüyorum. Sadece görev diyorlardı. Ne olduğunu bilmediğim bir görev.
Artık daha fazla vakit geçirmeye başlamıştık. Ben odama kapanıyordum ama seninle beraberdim. Gizli bir arkadaşının olması çok havalıymışım hissiyatı veriyordu bana. Ama en önemlisi, insan olmayı öğretmiştin bana.
Şimdi istediğin yerdesin. Karşında deniz, sevdiklerinin yanında. Hep heyecanla anlattığın ailen, arkadaşlarının. Sana onların mutlu haberlerini getirmediğim için üzgünüm. Ama şimdi onlarla olduğun için mutlu. Artık o tahterevalli üzerinde yalnız değilsin.