Dün bir değişiklik yapalım dedik uzun zamandır izlemediğimiz, uğramadığımız tiyatro salonunun bir tozunu almaya gittik. Seçtiğimiz ve hatta denk geldiğimiz oyun ise Ortaoyuncuların 2019 adlı yeni oyunuydu. Efendim her zamanki gibi yazan ve yöneten: Ferhan Şensoy. Oynayanlar ise sırasıyla şöyle: Ferhan Şensoy, Erkan Üçüncü, Ali Çatalbaş, Orhan Ertürk, Özkan Aksu, Elif Durdu , Ebru Soyuerden, Neslihan Çakıner, Begüm Alpaslan.
Malumunuz üzre başlıktan da anlaşılacağı gibi hikaye 2019 yılında geçiyor. Afişte de yazıldığı gibi oyun bir “Bilimsiz kurgusal bir güldürü”. Oyun hakkında çok açık seçik açıklamalar yapmayacağım lakin oyunun başlangıç esnasındaki kayıt durumlarındaki ve asılsız açıklamalardaki oyuncunun inip dövme isteklerini üzerimde uygulamaları pek hoşuma gitmez. Tabi siz bu cümlelerden doğal olarak hiç bir şey anlamadınız. Gidip izlemekte fayda var…
Hikaye 2019’da geçiyor dedik ya. AKP iktidardan inmiş yerlerine gelenler onları bile aratıyor. Tayyip bile bunlardan daha iyiydi deniyor. Herşey Müslümanlaştırılmış: Müs Tv, Müs Kola, Müs Konserve vs… vs… Her şey yasaklanmış. Adım başı Kur’an kursu açılmış Kur’an kursundan belge alamayanlar, ilköğretime kayıt olamıyor. Alkol yasak, herşey yasak… kılık kıyafet yönetmeliği değişmiş… Hacca gitmek zorunlu…
Bu arada dünya alıp başını gitmiş tabi…
PKK sorunu hala devam etmekte artık o kadar alışılmış ki ölenler kimse tarafından yadırganmıyor. Birde aslında en büyük sorun olarak Laikçiler, Kemalistler bir sürü terörist çıkmış… Asıl sorunlar onlar…
Bu kadar tüyo yeter. Oyunda Mustafa ve Kemal adlı iki arkadaşın başından geçenler bize aktarılmış… Final şarkısında dediği gibi; “Din güzel bir hikaye aracılar olmasa…”
Bu arada gözümden kaçmayan ise Ferhan Şensoy’un selamlama anındaki duygulu gözleriydi. Her şeye rağmen alkış onu ayakta tutuyor gibiydi. Salonun çoğu boş olmasına rağmen… İnsan ister istemez düşünüyor. Evet ben de her insan gibi tiyatroyu çok boşladım kendime kızmıyor değilim. Ancak elimizde kaç tane Ferhan Şensoy gibi hoca kaldı ki; yazan yöneten. Yazarlarımız o kadar kısıtlı. Yabancı oyunlar her yerde cirit atıyor… İşte o zaman bira daya Türk oyunlarına eğilmek lazım… Artık kim kimin yerine geçecek belirsiz… Gerçek şu ki onlar gibi oyuncular bir daha gelmeyecek dünyaya… Şu günden tez kararım onların daha fazla tadını çıkarmak…
Siz ne düşünüyorsunuz?