-
günlük..
Bir defter ve bir kaç renkli kalem istediğimde, yüzüme bakışları arasındaki alaycı gülümsemelerin anlamını çıkartabiliyordum. Fos bıyığının altında ince dudaklarını saklamış olduğunu farketimiştim. Bu öylesine ince dudaklara sahip gardiyan, kazara bıyıklarına bir jilet darbesi indirdirse, zaten alelade gözüken sürmeli gözlerinin altınada ince kadınsı dudaklara arkadaşları arasında kesinlikle popüler bir geyik konusu olmaktan geri kalmazdı. Ama…
-
Küçükken dokunduğum nesnelerde hissetiğim…
Küçükken dokunduğum nesnelerde hissetiğim bazı şeyler vardı bilinç altıma yansıyan, hikayelerin bir bütünüyle yoğrulmuş kaosların çıkardığı entelektüel gibi gözüken, daha sonra büyümeye başladıkça insanın kendini kandırmasıyla eşdeğer görüdüğüm küçük boğaz kitleten yalancıklardı bunlar. Kendi dünyamın kapılarını büyük bir hevesle itmeye başladığımın ilk günleridir onlar ve bu noktaya uzanan belirsiz anlamsızlıklar. Ne olursa olsun insanın ardına…
-
Yüzyılın mesleği tripodluk…
Aynı cuma akşamı konser öncesi Deniz’e tripodluk yaptım ışıkların yansıması üzerine çekilen fotoğrafta 🙂 eh el değmişken cep telefonumla ben de birşeyler çektim e garip oldu tabiki 🙂 sanat mı kardeşim bu yaptığım ha ha 🙂 Fotoşopsuz kardeşim bunlar buyurun 🙂
-
Neon
Sergili kardeşimiz Taner’i izlemeye gittik cuma akşamı. Güzel bir geceydi performans her zaman ki gibi harikaydı. Bu arada grup hangisi diye bilirsiniz haklı olarak 🙂 NEON. İlk fırsatta dinleyin!!! Buralarda dinlediğim en iyi Radiohead coverini yaptılar. Şaşırdım doğrusu 🙂
-
pisikopatım…
daha bi psikopat göründüğüm konusunda laflar çalınıyor kulağıma… yazılarımla uyuşmaya başladım sanırım…