paranoya..

Evet geliyordu. Bir an için aklımda onu en iyi anlatabilecek kelime olarak “ajan” kelimesi yandı. Evet, o bir ajandı ve bu gün kargalardan görevini teslim almış, az önce yeni görevlerini öğrenmek için uzaklaşmış ve şimdi ise, sevgilisine coşan bir aşık gibi bana koşuyordu. Onunda uzuvları salınıyordu. Yine iki metre kala durdu, yüzüme baktı, gözlerinde anlaşılmaz bir mutluluk vardı. Bu kez bende ona baktım, hem de gözlerimi hiç kaçırmadan. Kısık sesle seslendim:

— Şirketin sana kıyafet almıyor mu?

Soyulmuş kıçını yere oturtturdu gözlerini gözlerimden almadan. Sağ arka ayağıyla alnını yırtmaya başladı ve güldü.


Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?