pazar…

Aynayı sadece tıraş olmak için kullanıyorum. Bunun tek sebebi, kendimi önemsememem değil. Gözlük kullanmaya başladıktan beri büyüyen ve netleşen dünyam onu çıkarmamla birlikte tahmin edeceğiniz gibi bozuluyor. İşte ayna karşısında yaşadığım en büyük sorun o. Bu zamana kadar gözlük kullanmamış biri olarak ona bu kadar alışmamın sebebini bir türlü anlamıyorum. Onu çıkarttığım anda bulanıklaşan dünya sanki bir başka diyara açılan kapı gibi.

Şimdi tıraş olmaya gitmem lazım. Bu zorunluluk beni öldürüyor. Biliyorum ki gözlerimdeki camı çıkarttığımda, aynanın içinden fırlayıp yine boğazımı kesmeye çalışacak. O suratımdaki kesikler benim ürünüm değil. Hem şu teknoloji harikası bıçaklarla suratı kesmek büyük bir yetenek olsa gerek. Boğazımda oluşan kızarıklıklarda onların güzünden. “Onlar kim” diye sorular gelebilir insanın aklına. Bende bilmiyorum. Sadece ellerini gördüm. Gördüğümü sanıyorum. O kadar hızlıydılar ki sadece arkalarında bıraktıkları koku onların varlığını hissetmeme sebep oluyordu. Tabi bıraktıkları hediyeleri de unutmamam lazım.

Şimdi yeni bir başlangıç… Gitmek için…