Çağan Irmak’ı sevmeme rağmen hiç bir filmini bir an önce izleyeyim diye uğraşmadım. Ancak Türkiye’nin son dönem, en iyi yönetmenlerinden biri olan Çağan Irmak’ın filmlerini de izlememek olmaz. Ancak yönetmenin filmografisine baktığımızda, İyi ve orta halli yapımlar olarak karşımıza çıkan filmelri mevcut. Bu orta hallilerden biri de Prensesin Uykusu.
Neden orta halli diyorum, bir kaç efekt kullanılmasından dolayı. Tabi bu efeklerin başarısı da bir yerde tartışılır. Filmde oyunculuklar güzel, ancak Çağan Irmak o eski anlatımlarından biraz kısmış. Neden olabilir diye sorduğumda kendime filmin zaten bir masal olmasından kaynaklanabileceğimi düşündüm. Ancak senaryo bana çok basit geldi. Bildiğimiz bir hikayeyi masallarla karıştırmak…
Hikaye bir kız ve annesini bir apartmana yeni taşınması ile başlıyor. Apartmanda yaşayan tek ayağı aksak, kendi içine kapanık kütüphane çalışanı Neşet daha ilk görüşte yeni komşusu Seçil’e aşık olur. Seçil tabi ki kendini geri çeker. Ancak Seçil’in küçük kız Gizem ile arkadaş olmayı başarır. Neşet her sabah işe giderken onlarla aynı otobüse biner ve onları sürekli izler.
Günün birinde Neşet evde otururken üst katta bir gürültü olur. Seçil’in eski kocası gelmiş ve tartışmışlardır. Bu tartışma esnasında Gizem düşmüş kafasını vurarak bilincini kaybetmiştir. Adam ise kaçmıştır. Neşet olayı duyar duymaz Seçillerin evine çıkar, görür ki gizem yaralı bir şekilde yatmaktadır. Apar topar hastaneye giderler. Küçük kız uykuya dalmış ancak tüm verileri normal olmasına rağmen uyanmamıştır.
Bir akşam seçil ağlayarak kızının günlüğünü Neşat’a getirir. Adam günlüğü okumaya başlar ve kızın yazdığı üç dileği görür. Bunlardan birisi hayranı olduğu REDD grubunu görmektir. Neşet gruba ulaşmaya çalışmış ancak başaramamıştır. Kızın bir diğer dileği ise, durakta bekleyen yaşlı adamı gitmek istediği yere götürmektir. Neşet arkadaşı Aziz ile birlikte adamı bulmaya giderler. Adamı istediği yere götürmek ne kadar zor olabilir ki diye düşünürler. Ancak adama sorduklarında aldıkları cevap ise bekledikleirnden farklıdır. Adam öbür tarafa gitmek istemektedir. Bu genç adamları bu konuda ikna etmeye çalışır. Eski bir yönetmen olan yaşlı adam Kahraman aracılığıyla da REDD grubuna ulaşırlar ancak Aziz ve yaşlı adam da iyi arkadaş olurlar. Yaşlı adam yalnızlıktan sıkıldığı için diğer tarafa gitmek istemektedir. Ancak şimdi yeni arkadaşlar bulmuştur. Tabi Aziz, Kahraman’a ısınır. Kahraman her ne kadar diğer tarafa gitmeyi çok istesede Aziz bu işten kaytarmak için yol arar…
Bu arada Neşet, küçük kızın günlüğüne devam eder ve o yokken olan bitenleri bir hikayeymiş gibi anlatır. Yaşlı adam kızın uyanması için birinin ölmesi gerektiğini söyler onlara. O kişide kendisidir. Olaylar döner dolanır. Herkes birden hastanede buluşur REDD grubu gelmiştir, yaşlı adam fenalaşmıştır. Kızın babası da gelmiş etrafta dolaşmaktadır. Bir kovalamaca sonrasında adama araba çarpar ve ölür. Tabi kız da uyanır.
Filmde mekanlar ve kostümler iyiydi. Yer yer giren animasyonlar sevimli olsa da bende çok gerekliymiş duygusu yaratmadı. Film REDD tanıtımı olmuş desem yeridir. Çünkü müzikler hikaye ve görüntülerden daha ön planda. Bu film birazda onalrın elinden tutmak için yapılmış olsagerek. Ancak ben bu hikayeye müzikleri biraz sert bulduğumu söyleyebilirim. Sonuç olarak dediğim gibi ortalama bir film…
Yönetmen ve Senarist: Çağan Irmak
Oyuncular:
Baran AyhanSevinç Erbulak | … |
Ersin
Seçil
|
|
Şevval Başpınar | … |
Gizem
|
|
Cağlar Çorumlu | … |
Aziz
|
|
Genco Erkal | … |
Kahraman
|
|
Ayse Nil Samlioğlu | … |
Hacer
|
|
Funda Şirinkal | … |
Aygül
|
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt1772339/
http://www.prensesinuykusu.com/
Siz ne düşünüyorsunuz?