Project X

Film hakkında hiç bir araştırma yapmadan izlemeye koyulduğumu bildirmeliyim. Project X ismini ve ilk afişini gördüğümde filmin bilim kurgu olduğunu düşünmeye başladım (nedendir bilmiyorum karanlıkta yatan bir  çocuk ve filmin adı bana bunu çağrıştırdı). Ne yalan söyleyeyim bu maksatla da oturup filmi izledim. Ancak film beni her şeyi ile yanılttı. Öncelikle aktüel kamera ile çekilen bir filmde karşılaştım. Ardında bir kaç ergenin konuşmasıyla filmin bir genç içerikli bilim kurgu olduğunu düşünmeye başladım.

Filmin ilk dakikaları ergen diyalogları ilerlerken onların yapacakları parti muhabbeti ile ben hala parti esnasında uzaylıların istila edeceği yahut farklı bir şeyler olacağı hayali içerisindeydim. Ben merakla filmde neler olup biteceğinin hayalini kurup ilerleyen dakikalar bana istediğimiz vermezken yavaş yavaş hayal kırıklığı içerisine girmeye başladım. Tabi uzayan parti hazırlıkları da buna dahildi.

Bir yerden sonra beklentimi atıp filmin gidişatını izlemeye başladım. Hala filmden çok şey beklemediğimi belirtmeliyim. Ezik ergen üç oğlan, ezik hayatlarından kurtulmak ve toplumda yer edinmek için bir doğum günü partisi vermeye karar veriler. Doğum günü çocuğu Thomas’ın ailesinin de evden ayrılması ile birlikte parti için mekanı da bulurlar. Tabi ailesinin verdiği izin sadece bir kaç arkadaşlık partidir.

Üç arkadaş, Thomas, Costa ve JB, Costa’nında güdümü ile parti hazırlıklarına başlarlar. Costa partiye kimsenin gelmeyeceğini düşünerek biraz abartır internet yolu ile bütün eyalete haber salar. Bu parti olayı dilden dile o kadar dolanır ki neredeyse duymayan kalmaz. Tüm hazırlıklar yapılır ve gelecekler beklenmeye koyulur. Ama akşam karanlığı çökmesine rağmen kimse gelmemiştir. Üç arkadaş hayal kırıklığı içinde oturmaya başlarlar. Derken birden insanlar akın etmeye başlar.

Öyle ki partiye yüzlerce kişi gelir. Kalabalık yüzünden çok sevinseler de yavaş yavaş işler çığırından çıkmaya, insanları kontrol edememeye başlarlar. Bu dakikadan sonra da onlarda ipin ucunu salar ve hayatlarında göremeyecekleri partiye kendilerini bırakırlar. Polisle, komşularla bir kaç çekişme derken, alkol, extaci, esrar  etkisi ile kendilerini müthiş bir partinin içerisinde bulurlar.

Burad abizde onlarla bilrikte eğlenmeye başlarız. Keza yakalanan görüntüler, onu da geçtim filmdeki müzikler biti havaya sokmak için kesinlikle yeterli. Parti başladıktan sonra filmin sıkıcılığı tamamen ortadan kalkıyor. Film bu dakikadan sonra gerçek bir partiden görüntüler alınmış gibi karşımıza çıkıyor. Bu dakikadan sonra zıvanadan çıkan eğlence onlara ayak uydurmamıza sebep oluyor.

Parti çılgınlar gibi devam ederken izleyici olarak biraz sıkıldığınızı hissediyorsunuz. Aksiyon olmaması, sürekli birbirine benzeyen görüntülerin tekrar, her ne kadar güzel de olsa içinize rehavet çöktürüyor. Tam bu şekilde düşünürken filmin akışı birden değişiyor. Polislerin müdahalesi üzerine zıvanadan çıkan ve onlara saldıran millet, akabinde elinde alev silahlı manyak filmin tüm gidişatını değiştirip sosyal mesajlar da vermeye başlarken film bir kez daha sizi ters köşe yapıyor.

Filmin üç parçadan oluşup her seferinde sizi şaşırtması izlemeye zevk katıyor. Her ne kadar parti görüntülerini görüp bir Türk erkeği olarak kahrolsamda, izlerken büyük bir zevk aldığımı belirtmeliyim. Filmin kurgusu oldukça başarılı bir şekilde yapılmış. Film oyunculuk gerektiriyor muydu bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla oyunculuklar iyiydi. Bir kaç karakter kesinlikle takdire şayan ve iyi düşünülmüştür. Costa ve güvenlikler filmin dozunu iyi ayarlıyorlardı. Filmde görsellikte aynı şekilde tatmin ediciydi. Filmin olmazsa olmazı müzikler kesinlikle çok iyi seçilmişlerdi. Filmin soundtracki arşivde bulunması gereken türden.

Tabi filmin tüm güzelliğine rağmen çok içi dolu bir film değil. Bir nevi Amerikan rüyasının pazarlığını yapıyor. Ama final ile bu işin nerelere gideceğini de gözümüze sokuyor. Filmden öğrendiğim ise, ipin ucu kaçtıysa koyverip gideceksin oldu.

Film Hangover’ın yapımcılarından gelmiş. Yönetmen Nima Nourizadeh‘in ise ilk filmi. Sanıyorum devamı da gelecek. Bu film klip tadında olduğu için açıkçası yönetmenliği konusunda pek bir şey göremedik. Özetlemek gerekirse son dönemde izlediğim en iyi gençlik filmleri arasında Project X. Eğer vaktiniz varsa eğlencelik çıtır çerez bir şey arıyorsanız bu film bire bir. Hatta ufak ev partilerinde bir yerde oynasın dursun müzikleri bile yeter.

Yönetmen: Nima Nourizadeh

Senaryo: Matt Drake, Michael Bacall

Oyuncular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1636826/

http://projectxmovie.warnerbros.com