Yönetmen senarist Hitoshi Matsumoto Japonya’da ünlü bir komedyen. Ancak şimdi R100’e bakıpta bir komedi filminden bahsedeceğimi düşünmeyin. Tabi filmde komedi unsurları var ama film daha çok dram ve gizem ağırlıklı. Aslında tam anlamıyla filmi hangi kefeye koysam bilemedim.
Film görsel olarak çok başarılı. Mat tonları filmin psikolojisini başarılı bir şekilde aktarıyordu. Kısmen filme yer edinmiş gore sahnelerini beğendim. Gerçi makyajlar daha iyi olabilirdi ama bu şekilde de şaşadan uzak karakterin yapısına uyan makyajlar vardı. Filmde müzik kullanımı oldukça başarılıydı. Film boyunca eşlik eden Beethoven filmin atmosferine kolayca girmemizi sağlıyordu.
Film ilk dakikasından başarılı bir açılış yapıyor. Uzun boylu Japon abla tuvalette sigara içerken makyajını temizliyor. Öyle ki ilk sahne gerek çekim tekniği olsun gerekse oyunculuk olsun bir sonraki sahnenin merakını uyandırıyor bizde. Kadın tuvaletten çıktıktan sonra restoranda olduğunu görüyoruz. Normal adımlarla cam kenarında bulunan adamın yanına oturuyor bir kaç kelimeden sonra kadın tekmeyi adamın suratına patlatıyor. Adam tuvalete yüzünü temizlemek için gidip geri döndüğünde masada kadını göremiyor ve peşinden çıkıyor. İleride yakaladığı kadın onu adam akıllı pataklıyor.
Bahsi geçen adamın karısı yıllardır bitkisel hayattadır. Oğluna o bakmakta, bir mağazada satış sorumlusu olarak çalışmaktadır. Artık onun için hayat çok sıkıcı gelmeye başlamıştır. Hayatına yeni bir soluk getirmek için bir Mazoşist kulübe üye olur. Kulüp adama her gün yeni kadın gönderip kadınların uzmanlıkları derecesinde adama saldırılarda bulunmaktadırlar.
Adamımız başta bu işten hoşlanır hayatına yeni bir zevk gelmiştir ve ve canlanmaya başlamıştır. Ancak saldırılar iş yerinde, evde olur olmaz yerde devam edince adam anlaşmalarını iptal etmek ister. Ancak kulüp anlaşmayı iptal etmez. Üstüne üstlük dozajı daha da arttırırlar. Hatta adamın ailesi de bu işe bulaştırılır. Mazoşist guruptan Tükürük Kraliçesi de trabzanlardan düşüp ölünce kulüp adama savaş açar.
İnsan yiyen, ses değiştiren mazoşistler karşısında adamımız karısının babasını korumak için onun evine gider. Ancak adamın çoktan öldürülmüş olduğunu görür ve iki kadını öldürür. Tabi işlerin çığırından çıktığını gören Mazoşist CEO’su atlayıp Japonya’ya gelir ve kızları ile birlikte adamın evini ablukaya alır. Tabi ki adamımız çoğunluğa karşı kaybeder.
Filmi ilk dakikalarında yavaş temposu yüzünden biraz sıkılarak izliyorsunuz. Tabi anlam vermeye çalıştığınızda bu sıkıcılık artıyor. Film yarısından sonra aksiyonu arttırdığına ise size bazı ipuçlarını vermiş oluyor ve olan bitene daha iyi kanalize oluyorsunuz. Bu esnada aslında izlediğinizin 100 yalında bir yönetmenin çektiği film olarak görüyorsunuz. Arada film yapımcıları dışarı çıkıp izlediklerimize bir anlam vermeye çalışıyorlar.
Film finale doğru zirve yaparken aynı şekilde son buluyor. CEO damımızın yanına gidiyor ve onu hamile bırakıyor. Baştan sona göndermelerle dolu bir film R100. Gerçekle hayal arasında gelip gidiyor. Gerçek mi değil mi sorusu her ne kadar doğrusunu bilseniz de aklınızı kurcalayıp duruyor.
Özetlemek gerekirse başarılı bir film R100. Tabi meraklıları için. Bence izlenmeli.
Yönetmen: Hitoshi Matsumoto
Senaryo: Hitoshi Matsumoto, Mitsuyoshi Takasu, Tomoji Hasegawa, Kôji Ema, Mitsuru Kuramoto
Oyuncular:
Mao Daichi | |||
Lindsay Kay Hayward | … |
CEO
|
|
Hairi Katagiri | |||
Gin Maeda | |||
Hitoshi Matsumoto | |||
Suzuki Matsuo | |||
Michié |
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?