Sürekli kendisinden ve çevresindeki kişilerden iyi yada kötü haberlerini alıyoruz. Hani her iki kısmı da memnun etmek için kurdum bu cümleyi. Her ne kadar yaptıklarını takdir etmesekte takdir edeceğimiz bir kısım var ki o da gizliden çevirdiği reklam kampanyaları. Ne mi bunlar? Altın çilek, kestane balı… Tabi bunlar benim bildiklerim eminim daha fazlası vardır yada tez zamanda çıkacaktır.
Tabi Erdoğan’ın oraya buraya gidip çözüm üretemeyen bu yoğun tempo nasıl dayandığını herkes merak ediyor. Kim istemez ki sürekli oradan oraya koşturmak. Bende istiyorum ne yalan söyleyeyim. Tabi Tayyib’i takip edenler zinde kalmak için tüyolar da bekliyordu. İlk tüyo altın çilek olarak geldi. Öyle geldi ki, alınacak gibi değil. O güne kadar altın çileği duymamıştık, çilek vardı ama altını nasıl oluyordu. Çilekten tek farkı sanıyorum altın takısı, altın takısının yükü de kilo ücreti. Olsun buna rağmen yöneticilerinin izinden şaşmayan halkım aldı bunu ve yedi. Öyle ki en ücra manava geldi bu çilek özel pakette içinde 4-5 tane olan. Aldık yedik, iyi olduk başımız göğe erdi…
İkinci olarakta benim duyduğum, tabi aralarda neler çıkmıştır bilinmez, daha taze haberlere konu olmuş, kestane balı. Bunu duymuştum aslında. Çeşitli ballar mevcut dünyada. Arıları beslediğiniz ürüne göre bal alıyorsunuz. Beni kestane balı çok şaşırtmadı. Ancak bunu Türkiye’de üreten özel üretimler dışında yok denenebilecek kadar az. Ancak artık raflarda göreceğimiz kesin.
Tabi eşitlilik iyidir ama, acaba bu reklamların sonu nereye gidiyor bir sormak lazım. Altın çilek Güney Amerika’dan tonlarca geldi, kim getirdi, nasıl getirdi? Peki ya kestane balı Türk malı olacaksa, kimin olacak? Ya da nereden tonlarca getireceğiz yine, kim getirtecek. Bu sanki birilerinin piyasaya girmeleri ile ilgi bir şey gibi… Bakalım karşımıza daha neler çıkacak, daha kimlerin cebi dolacak?
Siz ne düşünüyorsunuz?