Aslında planımda bilgisayar açıp bir şeyler yazmak yoktu ama Sarmaşık’ı izledikten sonra bütün fikrim değişti. Hazır sıcağı sıcağına sinemadan çıkmışken film hakkındaki yorumlarımı yazayım dedim. Aslında ne yazabilirim diye de bir yandan düşünüyorum. Okuyanlar bilir benim düşünme şekillerimden biri de böyle gevezelik yapmaktır. Aslında direkt konuya girmek gerekirse, Sarmaşık son dönem izlediğim en iyi Türk filmi ve Türk sinemasında yeri ayrı olacak bir film. Hatta çıtayı biraz daha yükseltip son dönme izlediğim en iyi film diyebilirim. Bunu Avrupa, Amerika filmleri de kapsıyor diyebilirim. Zaten Sarmaşık’ta buna uygun olarak yurt dışındaki festivallerde de bolca ödül aldı.
Filmi izlemeden önce aslında konusunu okumamıştım. Filmi izlemem için iki etken vardı. Bunlar filmde Özgür Emre Yıldırım ve Nadir Sarıbacak’ın oynamasıydı. Tabi sonrasında filmin aldığı ödüller filmin izlenmesini şart kıldı. Ne yazık ki film az kopya ile vizyona girdi. Ben küçük bir sinemada izledim filmi ama tek kişi izledim. Ne yazık ki filmin vizyona girdiği dönemde rakiplerinin büyük olmasının da buna etkisi çok. Tabi birde Türk sinema izleyicisi söz konusu. Neyse filme biraz giriş yapalım.
Öncelikle ana hatları ile filme değinmek istiyorum. Film görsel olarak tatmin edici. Gerek kamera hareketleri, gerek açıları çekim tekniği oldukça başarılı. Bu sebeple her sahnede hem karakterlerle empati kuruyor, hemde filmin içine rahatça girebiliyorsunuz. Hikaye başarılı. Anlatmak isteriğini anlatmış. Ancak genel olarak baktığımda karakterlerin içinin çok dolu olmadığını görüyorum. Evet karakterler hakkında almak istediklerimizi alıyoruz ancak, karakterlerin karadaki hal ve durumlarına dair daha fazla bilgi verilebilirmiş. Bunu söyleme sebebim az da olsa bu karakterlerin karadaki hayatlarının gösterilmiş olması. Bu durumda insan ister istemez, filmin ilerleyen dakikalarında karakter hakkında daha çok fikre sahip olmayı umuyorsunuz.
Tabi bu konular hakkında, ufak tefek bilgilere sahip oluyoruz. Tabi en ayrıntılı bilgi de filmde ana karakter gibi görünen Cenk karakteri hakkında oluyor. Cenk uzun uzadıya karada ne yaptığını anlatırken, İsmail ve Alper karakterleri biraz es geçiliyor. Buna İsmail karakteri de dahil. Onun hakkında az da olsa telefon konuşmasından bir şey çıkarmaya çalışıyoruz. Nadir hakkında ise biraz daha bilgiye sahibiz. Kendisi Sulukuleden gelmiş bir karakter. bu bize az da olsa karakter hakkında bilgi veriyor.
Filmde karakterlerin bu boşluklarını ise oyunculuklar dolduruyor. Her bir karakter rolünün hakkını vermiş hatta bir üst seviyeye çıkarmış. Filmde çözemediğimiz karakterlerden biri kaptan olan Beybaba. Onu biraz daha Big Broter gibi düşünüp, hakkında bir şey bilmememiz, bize gösterilmemesi normal. Çünkü bu karakter otoriter omurgayı temsil etmekte. Zaten film boyunca kamarasından çıkmayıp varlığını hissettirerek otorite kurması bunun kanıtı. Film basit bir okumayla filmin, günümüz iktidar ve yönetim anlatımı yaptığını anlıyoruz.
Hikaye armatörün iflası ardından kara sularımız dışında kalan bir Türk gemisinin bekleyişi ardından gemi içerisinde yaşananları ve hiyerarşiyi anlatıyor. Bu sonuca varması zor bekleyiş ise gemide kalan altı karakter için bir süre sonra kabus dolu anlar anlamına geliyor.Kısaca karakter çözümlemesine gidersek;
Beybaba, üstün güç konumunda. Bir nevi devlet. İnsanlar onu çok fazla da görmese de otoritesini ve varlığını hissediyor ve ona itaat ediyorlar. Ancak onun eli, kolu da bir yere kadar uzanıyor. Otoritesini korumak içinde altındakilere bir şey söylememe ve onları birbirleri tarafından kontrol etme yetkisi veriyor.
İsmail, geminin dini bütün bir karakter. Dini bütün takısı doğru mu kullanılır bilmem ama bu sebepten ötürü, yani dinin etkisi ile itaat eden bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Bu karakter otoritenin dediklerine sorgulamadan yerine getiren, farklı kesimler tarafından bası altına alındığında ise çabuk köpüren ve sinirlenen bir kişidir. Film boyunca zaten Cenk karakteri ile kapışmasını görüyoruz.
Nadir, psikolojik sorunları olan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. İntihara meyilli Nadir karakteri, ezik bir karakter. Tabi bu eziklik, parasızlıktan kaynaklanıyor. Ailesinin evinden edilmesi, onun elinin kolunun bağlı kalması bazı şeylerin tetiklemeye yetiyor. Gemide kalmayı para için yaparken hiyerarşi içerisinde kendi yerini efendiliği ile yukarıya yakın tutarken alt tarafta diğerlerine laf taşıyor.
Kürt, film boyunca konuşmayan bir karakter. İri yapısıyla filmin başlarında kendisinin badigartlık yaptığını görüyoruz. Film boyunca da karakterler arasında hep koruma görevini üsleniyor. Direkt bir taraf tuttuğunu söyleyemeyiz ama hiyerarşinin tarafında değil de onu koruduğunu görüyoruz. Ortadan kaybolup, ortaya çıması da görünemeyen bir gücü temsil ediyor.
Alper, sinsi bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Tüm olayların odağında ama yeri geldiğinde hiç bir olayda yokmuş hissiyatı yaratan bir karakter. Yani ne olursa olsun birilerinin arkasında kalıp bu durumdan nemalanıp, zor durumda ise otorite kimdeyse onun yanında yer alan, ona masum görünen bir karakter. Buna en büyük delil ise Beybaba’nın sucuk olayından sonra hepsini bir araya toplaması ve Alper’in başı öne eğik her şeyi kabulleniyor olması.
Cenk, şüphesiz ki filmin en deli dolu karakteri. Sınırları çizilmiş, hayatı yan gelip yatalım para gelsin diye değerlendiren biri. Kendi sınırlarına girip müdahale etmediğiniz sürece kimseyle sıkıntısı olmayan, ancak müdahale halinde de yırtıcı bir kaplana dönen bir karakter. Otorite içerisinde de kendi varlığı sıkıntıya düştüğünde sesini çıkartıyor. Bunu ilk olarak İsmail karakterine gösterdiği başkaldırı da ve sonrasında kaptana gösterdiği tepkide görüyoruz.
Tüm bu karakterler açlıkla sınandığında ve üzerine otorite çöktüğünde, içlerinde bulundukları durumları ve tepkileri siz düşünün. Sarmaşık bize bunu sunmuş. Tabi olay kapalı bir alanda ve sadece bu altı karakter arasında geçince aklın da oyunlar oynaması oldukça normal. Ancak genişi bir okumayla filmi günümüz Türkiye’sine, hatta günümüz dünyasının yönetimine bağlayabiliriz.
Filmin başlarda bir ses sorunu vardı sanıyorum. İlk sahneler, karakterlerin gemiye taşınmasına kadar olan sahnelerde diyaloglardan çok fazla bir şey anladığımı söyleyemeyeceğim. Sonra bu sorun düzeldi. Her şey anlaşılabilir bir hale geldi.
Film başlarda eğlenceli diyaloglara yer verirken bir an için bir Gemide devamı mı izliyoruz tereddüdüne düştüm ama akabinde filmin başarıyla işi drama dökmesi ve bu geçişi hissettirmemesi kesinlikle büyük bir başarıydı. Filmin bölümlere ayrılması konusu beni tereddütte bıraktı. Gerçi bu şekilde film izlenme kolaylığı sağlıyor ve her bölümün giriş gelişme ve sonucuna tanık oluyorsunuz. Ancak bölüm başlarındaki şiir meselesi beni biraz düşündürdü. Şiir birkaç dizeden oluşuyordu ve dizeleri anlamak çok kolay bir iş değildi. Yani satır bir sonraki bölümle bağlantılı ise izleyicinin şiiri okuyup anında buna reaksiyon verip bir sonraki bölümü şiirle orantılı olarak izleyip algılaması oldukça zordu.
Filmde Kürt’ün aranması sahnesi ve finaldeki salyangoz ile sarmaşık sahneleri beni oldukça tatmin etti. Gerçi bir ara mistik olaylara girilmese miydi diye düşündüm ama karelere genel olarak baktığımda her iki sahnede de (finalden bahsediyorum) bu kareler görsel olarak tatmin sağlıyordu. Hem sarmaşıkların olmadığı bir sahnede Alper’in koçma sahnesi yavan kalacak, hemde Cenk’in salyangozsuz sahnesi o duyguyu vermeyecekti.
O kadar şey dedim ama oyunculuklardan bahsetmedim. Aslında bahsettim, biraz üstün körü olsa da. Sarmaşık ile Nadir Sarıbacak en iyi erkek oyuncu ödüllerini aldı. Buna ek olarak Özgür Emre Yıldırım’da bir çok ödül ile geri döndü. Kendisini tanıyor olmakla bilikte bu ödüllerden ve en önemlisi filmdeki bu performansından dolayı çok mutlu oldum. Umarım devamı gelir başarılarının ki ben geleceğini düşünüyorum. Bu iki karakter haricinde, diğer karakterler de yazılan karakterlerin üzerine çıkarak çok başarılı bir oyun sergilemişler. Kadir Çermik’i de oyun gücü ile beğenirdim. Hakan Karsak’ı da bu filmde oldukça beğendim.
Sanıyorum son dönemde yazdığım en uzun film yorumu/tanıtımı oldu bu. İşte film iyi olunca insan susturamıyor kendini. Ne yapalım? Aslında anlatacak şeyler bitmez ama burada keseyim.
Kesinlikle izlenmesi gereken bir film Sarmaşık. Kesinlikle es geçmeyin diyorum. İki eliniz kanda olsa bile bu filmi sinemada izleyin. Sinemada izleyin ki böyle iyi işler daha çok olsun.
Senaryo – Yönetmen: Tolga Karaçelik
Oyuncular:
Nadir Saribacak | … |
Cenk
|
|
Hakan Karsak | … |
Nadir
|
|
Kadir Cermik | … |
Ismail
|
|
Özgür Emre Yildirim | … |
Alper
|
|
Osman Alkas | … |
Beybaba
|
|
Seyithan Özdemir | … |
Kürt
|
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt4309356/
Siz ne düşünüyorsunuz?