İlginç bir gençlik filmi karşımızda. Şimdi gençlik filmi deyince bir çoğumuzun aklına o klasik Amerikan yapımları gelecektir ancak bu filmin onlarla pek alakası yok. Eski atari oyunları ile büyümüş kişilerin dikkatini çekerek izleyeceği bir film. Bunu Pac-man’a yapılan göndermelerden ve görsellikten anlıyoruz zaten. Film ilk dakikalarda normal bir filmmiş edası ile izlemeye çalıştığımızda, anlamıyoruz ancak filmimizin bir kurgusu var bu kurgu dahilinde bütün her şey yerine oturuyor.
Bu kuralda Super Mario’da gördüğümüzden farklı değildir. Scott Pilgrim yirmili yaşlarda umutsuz bir vakadır. Aslında kendisini öyle görmektedir. Kurdukları bir rock gurubunda bas gitar çalmaktadır. On yedi yaşında kolej öğrencisi uzak doğulu bir kızla çıkmaktadır ancak bu sebepten dolayı, arkadaşları onunla alay etmektedir. Gün geçtikçe kız Scott’a aşık olurken, Scott ise rüyalarında gördüğü kıza gerçek hayatta rastlar. Scott öncelikle arada kalır. Çünkü hayallerindeki kız ulaşılamayacak kadar uzaktır ona. Kime sorsa, ne yapsa hep aynı reaksiyonu alır, ondan uzak durması gerekmektedir.
Scott küçük sevgilisi Knives Chau’a olan biteni anlatır ve ondan ayrılır. Bu arada hayallerindeki kız, Ramona Flowers ile de çıkmaya başlamıştır. Ancak bir sorun vardır. Bu sorun öncelikle ona mail olarak gelmiş, ancak Scott bunu kaile anlamıştır. Sonra anlar ki, Ramona ile beraber olabilmesi için, Ramona’nın and içmiş yedi eski sevgilisi dövüşmek zorundadır. Tabi bu eski sevgililer de, eski oyunların özelliğine göre gitmektedir her level bir öncekinden daha zordur.
Scott gel gitler içerisinde Ramona’nın bütün eski sevgilileri ile kapışır. Tabi final kaçışması, benim en çok hoşuma gidendi. Scott kendisi ile yüzleşir bu levelde. Tabi akıllıca bir manevrayla, kendinden de kurtulur. Ancak kendisi nereye gitti bilmiyorum sonunda. Şimdi filmi böyle anlatınca ee bu filmin özelliği diye sorulabilir haklı olarak. Tüm filmin oyun esaslarına göre ilerlemesi. Yapılan hareketler, birini öldürdükten sonra (aslında öldürmek biraz sert olur) alınan bonus paralar ve puanlar, filmi çok eğlenceli ve izlenilebilir kılıyor.
Filmin temposu yer yer düşüyor. Bu biraz sıkıyor insanı. Aslında böyle hareketli filmin temposunun hiç düşmemesi gerekli. Ancak yer yer gereksiz diyaloglar oyunmuş gibi izlediğimiz filmin, film olduğunu hatırlatıyor bize. Bunlar haricinde yerine oturmuş özel efektler göze batmıyor. Batmıyor desem de oldukça batıyor. Ses efektleri bile yazı ile belirtilmiş daha ne olsun? Tabi bu filmin akışı ile ilgili. Filmin müziklerine ayrı değinmek lazım çünkü başarılı müziklerden oluşuyor. Türün meraklısı için, soundtrack kesinlikle indirilip dinlenebilir.
Boş vakitte eğlenceli bir film olabilir Scott Pilgrim vs.The World. Alışılmışın dışında bir yapıya sahip. Bunun sebebi ise Brayn O’Malley’in aynı adlı çizgi roman serisinden uyarlanmış olması. Filmde yer alan bir çok sahne sadık kalmış çizgi romana. Senaryo sağlam bir altyapıda değil. Zaten böyle bir filmde insan sağlanm bir senaryoda beklemiyor. Oyunculuklar güzel.Bilhassa Ramona karakteri benim de dikkatimi çekti. Kalabalık kadrosuna rağmen hepsi rollerin hakkını vermiş. Zaten zorlayacak bir şeyde yok.
Yönetmen: Edgar Wright
Senaryo:
Michael Bacall
Edgar Wright
Bryan Lee O’Malley (çizgi roman)
Oyuncular:
Michael Cera | … | Scott Pilgrim | |
Alison Pill | … | Kim Pine | |
Mark Webber | … | Stephen Stills | |
Johnny Simmons | … | Young Neil | |
Ellen Wong | … | Knives Chau | |
Kieran Culkin | … | Wallace Wells | |
Brie Larson | … | Envy Adams | |
Anna Kendrick | … | Stacey Pilgrim | |
Aubrey Plaza | … | Julie Powers | |
Mary Elizabeth Winstead | … | Ramona Flowers |
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?