Seeking Justice

Türkiye’de “İntikamın Bedeli” adıyla gösterilen filmde baş rollerde yine Nicolas Cage var. Nicolas Cage ile ilgili düşüncelerimi okuyanlar az çok bilir. Her ne kadar kendisini hazzetmesem de, kendimi hep onun filmlerini izlerken buluyorum. Bunu sebebi nedir diye sorduğumda kendime, her olaya karşı verdiği aynı tepki, o melul bakışı beni eğlendiriyor. Bu filmde de o bakışlardan oldukça fazla var.

Son dönemde Nicolas abimizin film seçilerinde pek fazla düşünceli davrandığını şahit olmuyoruz. Eh Allah ne verdiyse deyip senede üç-dört film çıkartınca böyle oluyor sanırım. Cage’in oynadığı ve olmamış filmlerden biri de bahsi geçen Seeking Justice. Aslında film ilginç bir konuya ve başarılı bir adalet sistemi eleştirisine sahip. Nedense ana hatları ile film bu kadar iyi dururken, filmin gereksiz aksiyon alması aklımızda bir karmaşaya sebep oluyor.

Film gizli bir kamera görüntüsü ve bir adamın öldürülmesi ile başlıyor. Derken birden bire kendimizi Will Gerard’ın eşi, Laura ile birlikte geçirdiği güzel zamanlara ortak oluyoruz. Tabi aklımızda ise ölen adamla Will’in nasıl bir bağlantısı olduğu sorusu. Çünkü Will kendi halinde bir öğretmen. Laura ise viyolonsel çalan bir müzisyen.

Will boş vakitlerini, spor yaparak, satranç oynayarak geçirmektedir. Bir gün yine okuldan öğretmen arkadaşı ile satranç oynarken, Laura’da provadadır. Laura provadan çıkar ve arabasına biner. Ancak bu esnada daha önce böyle bir suç sebebi ile sabıkası olan bir adam tarafından saldırıya uğrar. Will telefonunu açtığında ise bu durumu öğrenir. Karısı yüzü gözü dağılmış, tecavüze uğramış şekilde hastanede yatmaktadır.

Polis olayı kimin yaptığı hakkında bir bilgiye ulaşamamıştır. Will hastanede beklerken yanına tanımadığı bir adam yaklaşır. Bu adam isterse karısına bunu yapanı bulup cezalandırabileceklerini söyler. Karşılığında ise para istememektedirler. Sadece ileride ufak tefek yardım talep ederler. Will küçük bir tereddütten sonra bunu kabul eder ve gecesinde Laura’nın tecavüzcüsü öldürülür.

Aradan koskoca altı ay geçer. Will formunu korumak için sürekli spor yapar. Laura ise üzerinden çekinceyi, korkuyu yeni yeni atmaya başlamıştır. Derken hastanede karşısına çıkan Simon adındaki adam ortaya çıkar ve ona bir görev verir. Bir kadınla kızını izleyecektir. Tabi Simoun’un isteği sadece bununla kalmaz. Bir de adam öldürmesini ister ondan.

Will içinde bulunduğu durumdan kendisini kurtarmaya çalışır. Öldürmesi istenen adamla konuşmak ister ancak adam ölür. Bunun üzerine Will katil damgası yemiş ve polis tarafından da aranmaktadır. Adam ise bir sapık değil gazeteci çıkmıştır. Will olayın içinde başka bir şey olduğunu öğrenir. Bu çete kendi adalet sistemini kurmuştur ve her devlet kurumunda adamları vardır.

Bu başarılı hikayeye rağmen film bize bekleneni vermiyor. Evet oyunculuklar iyi ancak bizi tatmin edici şekilde değil. Nicolas abimizin oyunculuğuna bir şey demiyorum zaten. Filmde mantık hataları mevcut. Film yapması gereken yada bize bu şekilde hissettiren, adalet sistemi eleştirisini yapamıyor. Film kendini bir yerden sonra aksiyona dökerken, bu sahnelerinde tatmin edici olduğunu söyleyemeyeceğim. Bir yerde film doğallıla ilerlerken bu abartı aksiyon sahneleri filmin doğallığını alıp götürüyor.

Laura’nın provaları dışında müzik var mıydı hatırlamıyorum. Şayet varsa da etkisiz olduğu aşikar. Film konusu itibari ile izleyiciye vicdan muhasebesi yaptırmaktan eksik kalmıyor. Kurcu yer yer dağılsa da, kendi içinde toparlanıp finali iyi bağlıyor. Çok iyi olmamakla birlikte izlenilebilir bir film çıkartıyor karşımıza.

Yönetmen: Roger Donaldson

Senaryo: Todd HickeyRobert Tannen

Oyuncular:

Nicolas Cage
Will Gerard
Guy Pearce
Simon
January Jones
Laura Gerard
Jennifer Carpenter
Trudy
Harold Perrineau
Jimmy

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1214962/