Film yönetmen ve senarist Hanna Lee‘nin ilk işi. Yönetmen kendisi de kadın olması sebebi ile kadınların ne konumda olursa olsun cinsel istismara uğramalarını anlatıyor. Ancak bu anlatımın çok açıcı olduğunu söyleyemeyeceğim. Filmde üç hikaye var ve bu üç hikayenin ikisi kıyısından köşesinden birbiri ile kesişiyor ancak sadece mekan olarak. Yoksa hikayeler kendi halinde devam ediyor.
Filmi tek hikaye olarak düşündüğümde kesinlikle sonunun gelmeyeceğini tahmin ediyorum. Hikayeler o kadar sıkıcı ve donuk şekilde ilerliyor ki bir an önce bir şeyler olsun bitsin diye dua ediyorsunuz. Diyaloglar başarılı değil. Zaten filmin yapısı gereği de uzun diyaloglardan kaçınılmış. Bizim de içinde bulunduğumuz (N. B. Celan gibi) sanatsal film yapısı var. Donuk diyaloglar sabit bakış ve kitlenmeleri, bol bol uzun sonu gelmeyen sahneler. Araba kıvrımlı bir yola çıktığında beş, altı dakika boyunca arabanın gidişini izleyebiliyorsunuz.
Filmin içerdiği konular ağır konular ancak bu şekilde olan bir anlatım filmi daha da ağırlaştırıp izlenmez bir hale sokuyor. Film için görsellik bakımından kötü diyemeyeceğim. Keza oyunculuklarda tatmin edici. Ancak senaryodaki ve kurgudaki eksiklikler filmin tüm olumlu yönlerini tolere ediyor. Yönetmen belki de onar dakikada anlatabileceği konuları bu yayarak filmin süresini uzatırken, hem amacından dışarıya çıkıyor, hem de izleyiciyi sıkıyor. Yan hikayelerin olmadığı, yan karakterlerin de etkisinin olmadığı bu sebeple direk ana hikayeyi vermesi izleyicinin bu hikayenin ana hatları içerisinde filmden tat alamamasını sağlıyor.
Filmdeki ilk hikaye Kuzenim adında. Annesi ile birlikte yaşayan 6. sınıf öğrencisi olan Do-yeon, yarı yıl tatilinde büyük annesinin ölmesi üzerine annesi ile annesinin çocukluğunun geçtiği kasabaya gider. Annesi ve büyükler cenaze işleri ile ilgilenirken, o da yaşıtı olan kuzeni Sang-jun ile vakit geçirmeye başlar. Cenaze işleri devam ederken Do-yeon ve Sang-jun, cenaze evine yakın bir okulda boş bir sınıfa girerler ve burada ilk cinsel deneyimlerini yaşarlar.
İkinci hikaye ise, Kış Uykusu: Lee Rae, kocası ile birlikte monoton bir hayat yaşamaktadır. Bir gün kocası çekip gider ve Lee Rae alzheimer hastası olan babası ile birlikte yaşamaya mecbur kalır. Lee Rae kocası ile birlikte ördek yetiştiriciliği yapmaktadır ancak görevlilerin yaptığı kontrol sonrasında da ördeklerinin Kuş Gribine yakalandığını öğrenir. Bu sebepten onları gömmek zorunda kalmıştır. Babasının hastalığı ise iyice artış kendini bile tanımaz duruma gelmiştir. Kızı onun bu huysuzlukları ile uğraşırken, bir de onun uygunsuz istekleri ile başa çıkması gerekmektedir.
Üçüncü hikaye ise, Uyuyan Güzel: Su-jin, 17 yaşındadır ve annesi ile birlikte ülkeye kaçakçılar tarafından Annesi ülkeye kabul edilmek için Koreli bir adamla evlenecektir, ancak kızı buna engeldir. Bu sebepten dolayı da kızı Su-jin’i, kırsal bir bölgede bir köyde yaşayan Kim’e evlatlık olarak verir. Kim, yaşlı annesi ve ölmüş oğlunun lisede okuyan çocuğuyla birlikte yaşamaktadır. Su-jin evdeki ilk gecesinde yatağını yaşlı annenin yanına kurarken Kim onu çağırır ve tecavüz eder ve anlar ki Kim onu kızı olarak değilde cinsel ihtiyaçlarını gidermek için evlatlık almıştır. Su-jin bir süre sonra hamile kalır. Onun içinde bulunduğu durumdan Kim’in torunu Su-jin’e yardım eder ikisi yakınlaşır ve arkadaş olurlar. Her ikisi de Kim’in şiddetine uğramaktadır.
İlk hikaye ve çocukların o konuma gelmeleri tam olarak anlatılamamış ve ilk bölüm biraz oldu bittiye gelmiş. Belki de bunun sebebi hikayede çocuklar olaması. İlk hikayede anlamsız diyaloglar oldukça fazla. Sabit görüntüleri daha fazla izliyoruz. İkinci hikaye ise kısmen de olsa dozunu biraz daha arttırıyor. Hikayenin içi daha dolu. Filmde babadan dolayı artan aksiyon filmin izlenebilirliğini daha da arttırıyor. Burada psikolojik durumlar izleyiciye daha başarılı bir şekilde veriliyor. Üçüncü hikaye ise ikinci hikaye kadar hareketli olmasa da, olay örgüsü ve konusu bakımından hada dik duruyor. Oyunculuk biraz daha artıyor ve anlatılmak istenen başarılı bir şekilde anlatılıyor. Sanıyorum filmin adının da son hikaye olması bu sebepten.
Özetle durağan dramalardan hoşlananlar için iyi film diyebilirim. Ancak sadece eğlenmek için izleyenler için oldukça sıkıcı. Yani film festival haricinde oturayım izleyeyim diyebileceğiniz bir film değil. Bu girişimin sonu kesinlikle zaman kaybı olarak değerlendirilecektir.
Yönetmen – Senaryo: Hanna Lee
Oyuncular:
Lim Ah-yeong … Do-yeon
Kim Ja-yeong … Yi-rae
Nalie Lee … Soo-jin
Kim Yeon-bin … Sang-jun
Han Kyeong-hee … Sang-bin
Linkler:
http://www.hancinema.net/korean_movie_Sleeping_Beauty.php
Siz ne düşünüyorsunuz?