Shi / Şiir

Festival kapsamında izlediğim en doğal filmlerden biri de Güney Kore yapımı Shi idi. Tabi Öncelikle Kore yapımı olması filmi seçmeme sebepti Akabinde gelen, Cannes 2010 en iyi senaryo ödülü, filmin izlenmesi konusunda isteğimi arttırdı. Filmde olan tüm bu özellikler isminin ise “Şiir” olması beklentilerimi de arttırmıştı film hakkında. Kesinlikle çok iyi bir film izleyeceğimin düşüncesi içerisindeyim. Oysaki ben hayaller kurmamfilmler hakkında. Ancak bu kadar beklenti içerisinde film bende hayal kırıklığı yaşattı desem yalan söylememiş olurum.

Aslında film hem diyaloglar, hem görüntüler, hem hikayesi, hem de oyunculukları ile kesinlikle göz dolduruyor. Peki beni bu filmde tatmin etmeyen neydi? Bunu soruyorum kendime. Elimizde karanlık bir hikaye var. Ancak filmin anlatımı o kadar berrak ki, karakterlerin düşüncelerine girmek yada etkilenmek biraz zor oluyor. Bir yanda büyük bir dram yaşanırken diğer yanda bunu dramatize etmek yerine sıradan bir günü görüyoruz.

Aslında filmde önemli sandığımız yan konuların, filmin ana konularından daha sarsıcı olması ana konunun yetersizliğiymiş gibi gözüküyor bize… Ancak ana konuyu sadece karakterin bakış açısı olarak düşünürsek senaryo oldukça başarılı. Ancak ben şartlı olarak filme gittiğim için, ve filmin ilk dakikasında gelen gelen cesetle kendimi akılcı bir polisiyenin içerisinde bulacağımı düşündüğüm için böyle aydınlık gelen film beni pek tatmin etmedi. Belkide şartsız, saplantısız unuttuktan sonra filmi yeniden izlememde yarar vardır.

Mija küçük bir kasabada torunu ile birlikte yaşamaktadır. 55 yaşına gelmiştir. Son zamanlarda bazı kelimeleri unutmaya başlamıştır. Ancak onun en büyük sorunu arada oluşan ağrılarıdır ve ağrıları için, doktora gider ancak doktor ona bu kelimeleri unutmasından dolayı şehirde daha teşekküllü bir hastanede doktora görünmesini söyler. Mija ise bunun geçici olduğunu düşünmektedir. Hastane çıkışında torununun okulundan intihar eden bir kızın annesini görür ve durumdan çok etkilenir.

Hastalığını kontrol ettirmek için doktora gider ve alzheimer hastası olduğunu kelimelerden başlayarak yavaş yavaş her şeyi unutacağını söyler doktor ona. Ancak Mija bu durumu pek kafasına takmaz. Hastane dönüşü, durakta ücretsiz şiir kursunun ilanlarını görür, başvuru tarihi geçmiştir ancak yinede gider. Küçüklükten beri hayali, şiir yazmaktır. Ancak bu zamana kadar yazmayı denemiş ancak hiç yazamamıştır.

Şiir kursuna gider. Aynı zamanda şiir okuma topluluğunun gecelerine de katılır. Bu arada kendisine ve torununa para yetmediği için işsizlik maaşının yanı sıra yaşlı felçli bir adamında bakımını yaptırmaktadır. Aslında her şey onun için iyi gitmektedir. Ancak haber alır ki torunu bir tecavüz olayına karışmıştır. Şu intihar eden kız, arkasında bıraktığı günlüğünde bir grup gencin kendisine tecavüz ettiğini yazmaktadır.

Mija bunu öğrendiği zaman ne yapacağı şaşırır. Ancak torununa da bir şey söyleyemez. Diğer çocukların ailesi de bir araya gelerek çocuklarının geleceğini kurtarmak için bir anlaşma yapacaklar, kızın annesi ile konuşup şikayetini geri almasını isteyeceklerdir. Tabi bu işin ucunda para vardır. Mija’nın bu parayı  bulması neredeyse imkansızdır. Kızına da bu konu hakkında hiç bir şey söylememiştir. Aslında bu para olayına pek olumlu yaklaşmamaktadır. Mija daha çok kızı ve hangi ruhsal durumda olduğunu düşünmektedir.

Bakımını üstlendiği zengin adama gider. Üstüne üstlük son olarak evi adam viagra alıp onunla beraber olmak istediği için yüzüne kapıyı vurup çıkmıştır. Adamın isteğini yerine getirir. Bir süre sonra giderek ondan para ister.

Tabi izlemeyi düşünenleri için gelişen olayları yazmak olmaz. Zaten film anlatıldığında biraz yavan kalıyor. Filmi asıl iyi kılan oyunculuk  ve görsellik. Filmi izlerken görüyorsunuz ki insanın hayatına kimin ne şekilde çıkacağı belli olmuyor. Film de hiç müzik yok. Bunların yanı sıra, rüzgar, su ve kuş sesleri ile filmin doğal ortamını size başarı ile veriyor. Filmin yönetmeni Kore eski kültür bakanı başarılı yönetmen Lee Chang-dong. Tabi bize uzak şeyler bunlar.

Başarılı bir film aslında. Ancak bir aksiyon yada öyle çok şey beklememek lazım filmden.

Yönetmen – Senarist: Chang-dong Lee

Oyuncular:

Jeong-hie Yun
Mija
Nae-sang Ahn
Kibum’un babası
Da-wit Lee
Jongwook
Hira Kim
M. Kang
Yong-taek Kim

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1287878/

http://en.wikipedia.org/wiki/Poetry_(film)

http://film.iksv.org/tr/film/107


Yorumlar

“Shi / Şiir” için 2 yanıt

  1. ulan utanmaz arlanmaz tiyniyetini ziktiğim lavuk…filmin adı Şiir, 60 yaşlarında bir kadın görüyoruz resimlerde, elinde elma, banyo yapıyor, bir yerden bakıyor…ve yazının sonuna aksiyon beklemeyin yazıyorsun öyle mi? hadi anladık sen öküzsün, cibiliyetsizsin ama kitleyi bari kendin gibi sanma be hey cahil seni

  2. nazyera avatarı
    nazyera

    Esas cahil ve terbiyesiz olan sensin.yazdıklarından belli.kendini anlatmana gerek yok.Yıllardır bu siteyi takip ediyorum,senin gibi yorum yazmaktan aciz ve sadece eleştiri kriterleri küfürden ibaret olan bir mahlukat gelmemişti…..

Siz ne düşünüyorsunuz?