Sibir, Monamur

Filmin ismine bakıpta Monamur kelimesini görünce karşıma romantik bir film çıkacakmış gibi hissettim. Ancak filmi izlemeye başlayınca, romantizmden çok gerçekçi bir film ile karşılaşacağımı daha ilk dakikalarda gördüm. Film oldukça etkileyici bir açılış yapıyor. İlk sahnede dedenin neden yüzünde gözünde karıncalarla yattığını anlayamasam da sonraki sahne bence filmin asıl açılış sahnesiydi. Soğuk sebebi ile aç kalmış, Sibirya kurtlarının saldırıları zor doğa şartlarının insanların ve hayvanların üzerindeki etkisi çok başarılı bir şekilde anlatılmış.

Yönetmen koltuğunda Slava Ross var. Aynı zamanda Slava Ross filmin senaristi. Film Slava Ross‘un ilk filmi olasına rağmen oldukça başarılı bir film. Filmde etkileyici sahneler mevcut. İster istemez filmdeki karakterlerle yaşanan ortamla bağlantıya geçiyor ve filmin akışına kendinizi kaptırıyorsunuz. Filmin hikayesi ve kurgusu başarılı. Ancak filmde bazı mantık hataları da yok değil. Ya da ben hikayedeki karakterleri bir arada toplama arzusu ile yanıp tutuşurken, bazı noktalar bana hatalıymış gibi gözüktü. Ancak kesinlikle kurguda ufak tefek sorunlar mevcut.

Film oyunculuk ve görsellik bakımından oldukça tatmin edici. Karakterlerin rol yaptığını bir an olsun düşünmüyorsunuz. Buna en büyük etken vahşi doğa şartlarının da filme etkisi. Bazı sahneleri çok başarılı buldum. Mesela dedenin kurda ateş edip onu öldürmesi oldukça gerçekçiydi (gerçek olma ihtimali  bile var) ve bunu iliklerime kadar hissettim. Film vahşi bir filmdi sanki insanların vahşetinin doğa ile karşılaştırılması gibi.

Film iki hikayeye dayanarak, yan hikayelerin de desteği ile karakterleri bir araya getiriyor. Monamur küçük bir dağ köyüdür. Burada yaşlı bir adam torunu ile birlikte yaşamaktadır. Bütün diğer halk ise kasaba da yaşamaktadır. Havaların iyice soğumasıyla birlikte, köyde yaşam şartları da iyice zorlaşmaya başlamıştır. Küçük çocuğun babası iki yıl önce gitmiş ve kendisinden bir daha da haber alınamamıştır. Çocuk ise babasının döneceği umuduyla her gün beklemektedir. Kasabadan dönemsel olarak Yura adında bir akrabaları gelir ve onları ziyaret eder. Yura’nın amacı küçük çocuğu bu kış eve almaktır. Yura’nın hikayesi de bir yan hikaye olarak karşımıza çıkıyor. Eşi ile problemli fakir bir adamdır. Karısı akrabalarını almaya da pek sıcak davranmamaktadırlar. Yura küçük çocuğa yarın seni almaya geleceğim diyerek yola çıkar ancak yolda kurtların saldırısına uğrayarak ölür. Eve ise boş at arabası döner. Karısı vicdani bir muhasebe yaparak yaşlı adamı ve çocuğu almaya yola koyulur. Bu arada yaşlı adam ve çocuğun evine hapishaneden kaçan iki kaçak baskın yapar. Onlardan paçayı sıyırırlar ancak dede çocuğun sevdiği köpeği öldürmeye niyetlenince çocuk kaçar. Dedesi onu bir kuyunun içine düşmüş olarak bulur ve yardım getirmek için ana yola kadar yürümek zorunda kalır.

Filmde ikinci hikaye ise fahişe bulmak üzere kasabaya giden bir yüzbaşı ve yanındaki askeri anlatmaktadır. İkisi tüm paraları harcarlar ve fahişenin evine gittiklerinde ise kimseyi bulamazlar. Onları evin sahibi karşılar. Tüm fahişeler eğlenceye gitmişlerdir. İki asker geceyi orada içerek geçirir. Körkütük sarhoş olurlar, hareket bile edemezler. Burada bir kız bulurlar, onunla askeriyeye gelmesi için pazarlık yaparlar. Kız gelir ancak mutfakta çalışacaktır. Askeriyeden içeriye girdiğinde komutan onun kadınla geldiğini öğrenir. Ancak adam kadın bulamadığını yeğenini mutfakta çalıştırmak için getirdiğini söyler. Bir gün komutan kıza tecavüz etmek istediğinde ise adam kızı kurtarır ve askeriyeden ayrılırlar.

Yura’nın karısı yaşlı adamın evine gelip kimseyi bulamayınca geriye döner. Yolda kaçakları görür ve birini vurmak zorunda kalır. Ben bu noktada karakterlerin tümünün birleşeceğini düşünüyordum, çünkü yaşlı adamı yol kenarında yatarken askerler ve kız bulur. Yaşlı adamı da alarak çocuğu kurtarmaya gider. Çocuk ise adamı babası sanar. Filmde iki ana hikaye birbiri ile kesişirken iki yan hikaye de birbiri ile kesişerek sonlanıyor. Ana hikayeler belli bir doğrultuda ilerlerken yan ana hikayeleri destekleyen yan hikayeler havada kalmış.

Film görsellik bakımından oldukça başarılı ve tatmin edici. Vahşi doğa ve insanların ona karşı yaklaşımları oldukça sert bitimde dile getirilmiş. Medeniyetten uzaklaştığımızda, insanların dine daha fazla bağlandığını görüyoruz. Film gayet doğal bir şekilde insan duygu ve düşüncelerini fazla göze batırmadan bize hissettiriyor. Ufak tefek soru işaretlerini de akılda bırakmasa dört dörtlük bir film diyebileceğim Sibir, Monamur için. Film kendi yaşantımızdan da çok şey bulabileceğimiz bir film. Aslında coğrafi şartlar ele alındığında insanların birbirlerinden pekte farklı olmadığını görüyoruz. İzlenmesi gereken filmler arasında Sibir, Monamur.

Yönetmen – Senaryo: Slava Ross

Oyuncular:

Pyotr Zaychenko
Ivan
Mikhail Protsko
Leshia
Sergey Novikov
Uncle Yura
Lidiya Bairashevskaya
Anna
Nikolai Kozak
Captain
Maxim Yemelyanov
Zhelezniak

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1823202/

http://film.iksv.org/tr/film/343