Skyfall’ın benimi için en büyük artısı ve beni memnun eden en güzel tarafı Adele’nin filmin şarkısını seslendirmesiydi ve bence Adale gelmiş geçmiş en iyi Bond filmi müziğine imza attı. Tabi benimle aynı şekilde düşünenler var ki şimdi Adele, Skyfall ile 2013 Oscar ödüllerinde “En İyi Özgün Şarkı” ödülünü aldı. Şimdi gelelim filime.
İzleyici olarak Bond filmlerini sevmemizin nedenlerinden biride garip teknolojik aletler, doğa üstü güçlere sahipmiş gibi görülen çapkın bir adamın karşımıza çıkmasıydı. Son dönem Bond filmlerinde ise bu olgu biraz daha köreltilerek Bond artık sıradan bir insani teknoloji ise sıradan bir teknoloji olarak gösterilmeye başlandı. Bond serisinin son filmi Skyfall’da da buna büyük bir örnek. Yani karakter sıradanlaşmaya başlayınca filmde sıradanlaşıyor. Bu sebepten dolayı Skyfall sıradan bir aksiyon filminden öteye geçmiyor.
Bu kez hikaye bir ilke veya bir grup değil teşkilatın kendi içerisindeki hesaplaşması. Silva, M’den intikam almak isteyince hikaye ilerlemeye başlıyor. Tabi bir fark aynı teşkilat eğitimlerini almış kişinin izini sürmek biraz daha zor. Ya da onun planlarını sorgulamak.
Film 143 dakika. Aksiyon izleyicinin sıkılmasını engelliyor ama sahne geçişlerinde mekan değişimlerinde sıkıntı olduğunu söyleyebilirim. Film aksiyon üzerine kurulmuş, bu sebepten dolayı bazı ayrıntılar es geçilmiş. Büyük bir hesaplaşma içine ordunun veya başkalarının da girmemesi oldukça ilginç.
Filmin bir Türk olarak en çok tartışılacak tarafı da aksiyon sahnelerinin Türkiye’de çekilmiş olması. Başından beri ben zaten Kapalı Çarşı’nın tepelerinde karşı çıkmıştım. Filmin ilk yirmi dakikasını da içim acıyarak izledim desem yalan olmaz. Her ne kadar koruduk deseler de yinede uzun vadede hasarı büyük olmuştur binaya. Peki bu sahneler gerekli miydi? Bence gereğinden uzun tutulmuştu İstanbul sahneleri. Bir kovalamacanın yaklaşık yarım saat sürmesi bence gereksizdi. Aksiyon dozu yüksekti ama zevkli bir aksiyon sunmadı bana. Farklı hiç bir şey yoktu. Klişeler topluluğuydu.
Tabi birde İstanbul’un bir Hint kasabası gibi gözükmesi olayı var. Hatta bu esnada kullanılan müziklerin Türk müziklerinden çok Hint müziklerine benzemesi de cabası. Zaten Eminönü’nde kurulan pazarın bir Hint pazarından farksız olması kalan görüntülerin gidişinin haberini veriyordu. Elbette İstanbul’da dört dörtlük modern bir şehir diyemeyeceğim. Varoşlar, az gelişmiş kısımlar belkide öyle gösteripte övüneceğimiz cinsten değil ama bir Hint şehri de değil İstanbul. En azından biraz daha modern. Bu konuyu burada noktalıyorum zaten kendimiz konuşup kendimiz dinliyoruz.
Ben Daniel Craig‘in James Bond olması fikrine hala kendimi alıştırmış değilim. Bence bu rol için çok donuk ve mimiksiz kalıyor. Bildiğimiz Bond güler yüzlü sempatik bir adamdı ama Craig bildiğin suratsız biri. M rolünde ise Judi Dench‘i görüyoruz. Başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Ben her ne kadar kendisini Ellen Burstyn‘miş gibi izlesem de (kardeşim yazıları okumuyor musun anlamadım ki demeden edemedim kendime?) tatmin oldum diyebilirim. Aynı şekilde Javier Bardem‘de filme en büyük rengi katan oyunculardan biriydi ve bence filmin lokomotifi oydu.
Film Türkiye ve Çin ayaklarında aksiyona doyarken geri kalan kısmında ise tökezliyor. İngiltere ve İskoçya çekimleri oldukça sıradandı. Zaten hikayenin aynı versiyonlarını da farklı filmlerde izlemiş biri olarak Skyfall kesinlikle beni tatmin etmedi diyebilirim. Meraklılarına tavsiye ederim aksi takdirde çok başarılı olduğunu düşünmüyorum.
Yönetmen: Sam Mendes
Senaryo: Neal Purvis, Robert Wade, John Logan, Ian Fleming (karakterler)
Oyuncular:
Daniel Craig | … | James Bond | |
Judi Dench | … | M | |
Javier Bardem | … | Silva | |
Ralph Fiennes | … | Gareth Mallory | |
Naomie Harris | … | Eve | |
Bérénice Marlohe | … | Severine |
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt1074638/
http://www.skyfall-movie.com/
Siz ne düşünüyorsunuz?