Chan-wook Park Holywood’da film çekecek deyince aslında çok kederlenmiştim. Sebep şu ki Holywood’un havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, bir çok iyi yönetmen ilk Holywood denemelerinde hüsranla karşılaşmışlardır. Ancak Chan-wook Park için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ama burada demek istediğim şu ki, keşke senaryo da senin elinden ya da bir Koreli elinden çıksaydı da film daha da iyi olsaydı.
Burada Chan-wook Park neden bu senaryoyu seçti yada yapım şirketi eline bir kaç senaryoyu tutturdu da bunlardan mı seçeceksin dedi, o da en iyisi olarak bu senaryoyu mu gördü çok merak ediyorum. Aksi taktirde filmin tek falsosunun senaryosu olduğunu söyleyebilirim. Böyle bir senaryoyla ne olursa olsun ben iş çıkartırım diyen Chan-wook Park ve Chung-hoon Chung‘u takdir etmek lazım. Zaten ikisinin haricinde özel efekt haricinde ben başka bir Koreliye rastlamadım.
Filmin hikayesi ve senaryosu, Prison Break dizisiyle ününe ün katan Wentworth Miller‘a ait. Bu Miller’ın ilk senaryo denemesi ve bu ilki de Chan-wook Park ile yaşaması da ayrı bir konu. Film Chan-wook Park’ıun elinden çıkmış olmasaydı senaryonun aslında hiç bir şey anlatacağı yoktu. Klasik Lanetli Kan (filmin Türkçe adı da bu şekilde) temasıyla işlenmiş aileden geçen kötülük konu alınmış. Tabi bu konu edilirken belli bir kalıba girilmemiş ve bir çok şey soru işaretleriyle karşımızda kalmış aslında senaryo bu kadar boşluk içerisinde ve havada kalırken (kötü demek içime sinmedi) böyle bir film ortaya çıkması açıkçası yönetmenin dehasını ortaya çıkarıyor.
Film görsel olarak mükemmel. Sahne geçişleri ayrıntılı bir şekilde düşünülmüş aslında bu konuda söylenecek hiç bir şey yok. Müzikler IMDB’ye göre Clint Mansell imzalıymış. Ancak seçilen ve kullanılan müzikler kesinlikle çok başarılı. Filmin görselliği ile birlikte müzikler insanı aslında filmin anlatmak istediği duygusuna başarılı bir şekilde çekiyor.
Oyunculuklar çok iyi her biri oynadıkları karakterle müthiş bir bağ kurmuş. Hatta karakterin üstüne çıkmış. Mia Wasikowska her zaman iyi filmlerde oynamıştır ama bu filmde kesinlikle performansının üstüne çıkmış. Aynı şekilde Matthew Goode‘da çok iyiydi kendisini daha önce izlememiş olmama rağmen karakteri ve psikolojisini başarılı bir şekilde vermiş. Nicole Kidman‘dan zaten iyi bir performans bekliyordum ancak o botokslu yüzünü göründe (her ne kadar güzel kadın desem de) olmamış izlenimi yarattı bende. buna rağmen mimik yoksunu olsa da iyi bir iş çıkarmış.
Usul yerini bulsun diye hikayeden de bahsedeyim. India 18 yaşına geldiğinde evinde doğum günü partisi ne hazırlık yapılmaktadır. Babasından her zaman gelen hediyenin kutusu ise boş çıkmıştır. Ancak akşam üstü bir haber alırlar babası trafik kazasında ölmüştür. Cenazesi kaldırılırken hiç tanıyıp görmediği amcası ortaya çıkar. Amcası yurt dışındadır ve bir süre onlarda kalacaktır. Bu duruma annesi Evelyn sıcak bakar kocasının kardeşi genç ve yakışıklıdır.
Charles eve yerleşir. Evde kendisini tanıyan hizmetçiyi öldürür ancak bunu kimseye söylemez. India ile yakınlaşmaya çalışacaktır. India’da Charles’a karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zaman zaman annesini kıskanır. Ancak Charles’in asıl amacı India’dır. Bir gün India amcasının gerçek yüzünü öğrenir ve geçmişi hakkında bilgi edinir. Charles aslında abisini öldürmüştür. India ile kaçmak için şimdi Eveleyn’i de öldürecektir. Ancak işler pek istediği gibi gitmez.
Özetlemek gerekirse, hikaye olarak havada ve vasat olan bir film ancak Chan-wook Park dehasıyla mükemmel bir hal almış. Kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim bir film Stoker. Ancak umarım bu ilk ve son Holywood filmi olur Chan-wook Park’ın.
Yönetmen: Chan-wook Park
Senaryo: Wentworth Miller
Oyuncular:
Mia Wasikowska | … |
India Stoker
|
|
Nicole Kidman | … |
Evelyn Stoker
|
|
David Alford | … |
Reverend
|
|
Matthew Goode | … |
Charles Stoker
|
|
Peg Allen | … |
Housekeeper 1
|
|
Lauren E. Roman | … |
Housekeeper 2
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?