Odanın içinde sessizlik ve sükun, duran bir şey değildir; sanki, büyük sükut, gözle görünmeyen, ses vermeyen, değdiği hissedilmeyen, gizli bir rüzgar gibi duvarlara ve eşyalara çarpıyor, bir şeyler kırıyor, eziyor, çiğniyor fakat neleri tarumar ettiği anlaşılmıyordu. Bu o yaman sükutlardan biri ki insanların başına boğucu bir gaz gibi, hamızı karbon gibi, yanmamış kömürden çıkan ve gözle görülmeyen zehirli hana gibi çarpar.; baş döndürür ve göz karartır; akla durgunluk verir, sinirleri uyuşturur ve etleri gevşetir, iradeyi kırar ve ruhta bütün hisleri felce uğratarak yalnız büyük bir korku, bir tehlike vehmi, yakın bir belanın evvelden sezilişi hissini bırakır; insanın bütün varlığını tepeden inme bir dehşet altında ezer.
Şimşek, Peyami Safa
Siz ne düşünüyorsunuz?