İlk imza gününe davetlisiniz
Hazır sosyal etkinlikler de başlamışken küçük bir imza gününe ne dersiniz? Sevgili Ferhat Uludere ile İstanbul Yell Coffee’deyiz. Küçük söyleşilerimiz de olabilir. Bekleriz…
Hazır sosyal etkinlikler de başlamışken küçük bir imza gününe ne dersiniz? Sevgili Ferhat Uludere ile İstanbul Yell Coffee’deyiz. Küçük söyleşilerimiz de olabilir. Bekleriz…
Didem Görkay “Bir Sonraki Ölüme Kadar” hakkında edeniyathaber.net’e yazmış. Yazıya aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.
İZTV’de yayımlanan Pınar Teke İle Gün Doğdu Programında Bir Sonraki Ölüme Kadar tanıtıldı. Tanıtım bölümüne aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz.
Yazı Çizi Çeki’ de Beril Erbil ile Bir Sonraki Ölüme Kadar’ı konuşacağız. Muhtemelen laf lafı açacak daha neler neler konuşacağız. Katılım için Yazı Çizi Çeki ile iletişime geçebilirsiniz.
İZGAZETE’de Beril Erbil Bir Sonraki Ölüme Kadar’dan bahsetmiş. Okumak için: https://www.izgazete.net/m/hangisi-olum-hangisi-yasam-makale,2205.html
Röportajın linki: https://www.birgun.net/haber/bir-zamanlar-beyoglu-da-322756
BİR SONRAKİ ÖLÜME KADAR Resül Efe 2000’li yılların başında kimliklerine ve varoluşlarına itiraz eden iki asi genç. Sıkıştıkları plaza hayatından kaçıp kendilerini Beyoğlu’nun arka sokaklarına, rock barlara, ucuz otellere atıp, Ortaköy sahilinde sabahın serinliğine sığınıyorlar. Takım elbiselerinden kurtulup kot pantolonları ve rock tişörtleriyle edebiyatın, müziğin ve bolca içkinin sarhoşluğunda oradan …
Artık retrolardan mıdır, tesadüf müdür, ilahi bir kudret, evrenin bir mesajı mıdır bilmem ama geçen gün izlediğim bir dize çok beğendiğim bir hikaye vardı. Bahar Köpeği idi adı. Bahar Köpeği Bir varmış bir yokmuş. Duygularını çok iyi saklayan bir köpek varmış. Bir ağacın gölgesinde bağlıymış. Hep kuyruğunu sallarmış ve şirin …
Blue Jean zamanları. Çocukluğum odanın bir köşesine itilmiş. Harçlıklarımdan arttırdıklarım dergi kapaklarına yansımış. Orta sayfa posterleri idolüm. Ortasında iki zımba. Hiç asamadığım. Asmak istediğimde o dört deliğin ciğerimden geçeceğini sandığım. Nasıl gizliyorum kendimi. O kadar saklanmışım ki kendimden habersizim. Bir, iki, üç diye sayıyorum hızlıca. Mızıkçıya çıkıyor adım. Hızlı olamam, …
Planlarım arasında kellik yoktu. Biraz genişleyebilir, ayak başına elli kilo bindirebilirdim ama bir kaç santimetre kare bile saçsız kalmak aklımın ucundan bile geçmiyordu. Şimdi tamamen farklıyım. Ne kadar zayıflarsam zayıflayayım ayaklarıma düşen ağırlığı indiremiyor, ne kadar uzun sakal bırakırsam bırakayım, kafamdaki saçların bir teli fazla çıkmıyordu. Anlımın üzerinde şekilsizce uzayan …