hayal kırıklığı…

herşey bir oyunla başlamıştı. gerçi uzayan gün, yakan güneş ve konserve kıvamında bir iett otobüsü pardon metrobüs yolculuğundan sonra üzerine afiyetle eklenen durakta duramama şanssızlığı, açlığın tavan yapması ile beraber krize giren bünyem bu şoku atlatmak için çok çabaladı. demiştim ya herşey bir oyunla başladı. aslında onun üzerine çıkmamalıydım. bu …

yazları sevmiyorum demiştim. hatta bunu defalarca tekrarladım. sevmememin sebebi can simidi yerini almış göbeğim yada oradan buradan sarkan yağlarım değil… yaz geldikçe, sıcaklık arttıkça halsizleşiyorum ben… gözlerimi açamıyorum, sürekli uykulu bir hal yakamda oluyor… şimdi olduğu gibi uyumaya gidiyorum… <a href=’http://www.adhood.com/adserver/adclick.php?n=a48358ae’ target=’_blank’><img src=’http://www.adhood.com/adserver/adview.php?what=zone:89726&n=a48358ae’ border=’0′ alt=”></a>

bu aralar

elimi attığım tada etrafımdaki tüm elektronik cihazlar bozuluyor desem abartmış olur muyum? geçtiğimiz gün cep telefonum ile başladı bu gün ise film arşivimin bir bölümünün içinde bulunduğu harici diskim… elekrtonik cihazlarla iç içe olan birisi için -ki bunlar onların yanında hiçbirşey- böyle şeylerin yaşanması büyük bir kabustan öte değil… elimi …

ilginç denebilecek bir şekilde içimde kitap okuma/alma isteği uyandı içimde. çıkıp kitap almalıyım. gerçi okumak istediğimden midir, kitap kokusunu özlediğimden midir, yada içimdeki alış veriş canavarından mıdır bilmiyorum ama içimde içimde kitap alma isteği var. sanıyorum uzun zamandır aksattığım okuma eğlemi artık bastırılmış bir dürtü olmaktan sıkılmış olsa gerek açığa …

uzun zamandır hafta sonları kurs sebebiyle erken kalkmak zorunda kalıyordum. neyse bu hafta sonu tüm kursları bitirmiş ve rahatlamış bir şekilde kendimi tembelliğin kollarına atmak üzre tüm hazırlıklarımı yaptım. ama dün akşam 6 sularında gelen bir telefonla tüm hayallerim yıkıldı. cumartesi çalışmak zorundaydım. neyse sabah erken saatlerde randevuyu aldım yada …

insanları körelten çalışma hayatı. nerede, kim, nasıl olursan ol körelmenin başlıca sebebi. tabi eğer hayatınızı adadığınız bir iş yapıyorsanız bu büyük bir zevkten başka ne olabilir ki? ama etrafımıza baktığımızda kaç kişi işinden memnun belki parmakla sayılacak kadar az belki de hiç. çalışmaz aslında vakit geçirmekle orantılı. insanlar çalışmaya öyle …

bu ne şanssızlıktır. ikidir akşam vakitleri sistemlere sorun çıkıp üstüne üstlük belirsiz bu sorun yüzünden bu saate kadar mesai yapılır mı? evet yapılır… bereye kadar, ne zamana kadar sürer bilinmez… haydi bakalım… pazartesi iyiydi nasıl başlarsa öyle geçer dedik ama hiçte öyle geçmedi. salı akşamı sendromu ve çarşamba sabahı… akşamı …

bütün ihtimallerin haricinde ihtimal var mıdır? yoksa büyün ihtimaller aslında bütün ihtimallerin için de değil midir? öyle bir sorunla karşı karşıyayım şimdi… <a href=’http://www.adhood.com/adserver/adclick.php?n=a48358ae’ target=’_blank’><img src=’http://www.adhood.com/adserver/adview.php?what=zone:89726&n=a48358ae’ border=’0′ alt=”></a>

Bu aralar işle o kadar meşkulüm ki şuraya yazacak şeyler bulmakta zorlanıyorum. Hani şu eğitim faslı bitse bende tam anlamıyla adapte olsam, şöle eski günlere dönüş yapsam.. ama beklemedeyim… bekliyorum… bekleyeceğim… iyi alıştım beklemeye de…

Back to Top