Etiket: Hikaye
-
Kukumav Kuşu 1 (Öykü)
—
yazar:
Pek akıllıca değildi ardımda bıraktığım izler. Belki de artık yakalanmak istiyordum. Soğuk hastanenin kapısından içeriye girdiğimde beyaza boyanmış duvarların üzerime doğru geldiğini hissettim. Birkaç kez sendeledim. Artık iyice kanım çekilmiş olacak ki elimi bastırdığım yaradan sızan kan iyice azalmış, damlamaya başlamıştı. Gözümde sadece bir beyazlık. Arada sağa sola uçuşan yeşil sinekleri saymazsak her şey bembeyaz.…
-
ve giderken bir daha, yerine koyabildiklerim.
—
yazar:
Son bir kez ceplerimi yokladım. Telefonum, cüzdanım, sigaram. Kapıyı çekmeden önce, elimde anahtarlarım. Her şey tamamdı. Hatta cebimde yerinde bir türlü durmayan bozukluklar fazlalıktı bile. Yine de bir şeyler eksikti. Ve bozukluklar bunun kanıtıydı. Bir yokluğun üzerini örtmek için vardılar onlar. Son bir kez evi dolandım. Kapalı perdelerin dikişleri arasından sızan güneş ışığında. Artık her…
-
Beyaz
—
yazar:
“Kar yağıyor” diye bağırdı içi içine sığmayan bir hevesle. “İlk karda söylenen yalan kaile alınmazmış.” Kim söylemişti bunu? Hangi kültürde vardı. Bir yalan söylenecekse bu 1 Nisan’da olmalıydı. Oysa 29 Kasım. Herhangi bir ayın biri bile değil. Pencerenin içinden nasıl geçtiğini bilmiyorum. Lapa lapa yağan karın altında dans etmeye başlamıştı bile. Üzerinde uzun saçlarının altında…
-
Işık
—
yazar:
(deneme) Gün ortasıydı. Camp De Les Corts Stadyumunun üstü sarmış karanlık bulut, ellerinde şemsiyeleri ile bekleyen binlerce seyirci ile birlikte futbolcuların sahaya çıkmasını bekliyordu. İzleyicilerin heyecanı titreyen şemsiyelerinden belliydi. Ve nihayet iki takım oyuncuları yer yer çamura bulanmış sahaya çıktılar. Hakem son kontrollerini yaptıktan sonra, oyuncuların topla buluşmasına izin verdi. İlk güdükle birlikte artan heyecan…
-
Kısa bir hikaye…
—
yazar:
Soğuğun sıkı sıkı sarındırdığı günlerdi. Kendimizi attığımız küçük kıraathaneden bozma kafede hatırladığım tek şey tost makinesinden çıkan aşırı yağlı tost kokusuydu. Tabi bide dudaklarının arasından sızan gülümsemen. Benim sana gösteremediğim.. Ketumluğum işte hep dert yandığın. Zamanın nasıl aktığını anlamamıştım. Nasıl bir göreceli kavramsa zaman, sen varken hep senin kontrolünde. Saat on ikiyi vurmamıştı, ikimizde bal…