Etiket: İzlediklerim
-
Rosario + Vampire (ロザリオとバンパイア, Rozario to Banpaia)
—
yazar:
Bunu araya sıkıştırmak istedim. Normalde çarşambaları tanıttığım izlenesi şeyleri cumartesiyede taşırdım şu aralar yoksa bitecek gibi değil… Eh bir kaçamak yapıp, cumayı da kullanmak fena olmaz diye düşünüyorum… Sanıyorum git gide bir film/anime/dizi vs.. bloguna dönecek burası… ama bu gidişe de bir dur diyeceğim (sanırım)…Zevkle izlediğim birinci sezonunu hemencecik tükkettiğim ve ikinci sezonun çevirilerini merakla…
-
Fly Me On The Moon / Beni Aya Uçur
—
yazar:
3D olarak izlemediğim eğlenceli ancak daha iyi anmasyonlarında olduğunu gördüğüm bir film. Sanıyorum ki bu flim Amerikalı çocuklar için baştan sona Amerikan milliyetçiliği yapmak için hazırlanmış bir film. Öyle ki, sinekler bile milliyetçi olmuş Ruslarla kapışır durumda . Soğuk savaşta ortaya sunulacak güzel yapımlaran biri. Helal olsun bize biz amerikalıyız motifinin dillendirilmiş kısmı. Evet efendim…
-
Aragami!
—
yazar:
Goddess Arthemis‘in gönderdiği paket içerisinden çıkan bir film daha vardı. Ryûhei Kitamura‘nın Aragamisi. Doğruyu söylemek gerekirse filmi izlemeye hiç niyetim yoktu. Sadece şöyle bir koymuş, biraz bakındıktan sonra ağırlaşan göz kapaklarımı fazla zorlamadan dinlendiremeye koyulacaktım. Velhasıl film başlamış oldu. Öncelikle dikkatimi çeken müziklerdi. Çünkü jenerik girdiğinde çalan müzik beni iyice meraklandırıyordu. Sonra her şimşek çakışında…
-
Kiki’s Delivery Service (魔女の宅急便, Majo no Takkyūbin (Witch’s Delivery Service), Küçük Cadı Kiki)
—
yazar:
1989’da yapılmasına rağmen Türkiye’de 2007 yılında satışa sunulmuş Majo no Takkyūbin’i Goddess Artemis sayesinde izleme fırsatım oldu. Filmi izledikten sonra aklıma ilk gelen şeylerden biri de yıllar önce indirmiş olduğum İspanyolca yada Japonca dublajlı Miyazaki animelerini topladığım bir dvd oldu. Sanıyorum yavaş yavaş onlara el atma vakti geldi. Majo no Takkyūbin yada İngilizcesi ile söylersek…
-
Lovely Complex / Love★com / ラブ★コン, Rabu★Kon
—
yazar:
Saat 12 nolmuş ben kahvaltımı (aslında oğle yemeğim) simit, beyaz peynir ve domatesle yapıyorum. Her ne kadar Risa “Ben Japon’um elbetteki kahvaltıda saçıma pirinç tanesi yapışacak” dese de efendim ben de Türk’üm elbette ki susamlar ağzımın kenarlarına yapışıp üzerime dökülecek… Şimdi “Risa” kimdir diye bir soru işareti gelebilir aklınıza… Başlıkta da yazdığı gibi Lovely Complex’in…