tanışma yazısı…

İlk tanışmayla kazınır insan belleğinde her şey. Döner bakarsınız daha sonra, dudaklarınızı birbiriyle birleştirerek, ses tellerinizi titreştirir “hımm” diye bir ses çıkarırsınız. Bu hoşnutluğunuzun yâda hoşnutsuzluğunuzun temelidir ve bu temel üzerinde yükselir her şey. Küçük bir “hım”la başlar, büyük bir dünyaya açılır kapılar. İyi, kötü, kaba, çirkin, yerli yerinde…

Yazarın yalnızlığı olmaz ya da gizleyecek bir özel hayatı. Çünkü karakterleri hep kendisini yaşatır içinde her karakter odur ve o gibi yaşar. Kendini tanıtmak için bir çaba sarf etmez, ancak başkaları anlatır onu dilden dile konuşarak. Hakkında kitaplar yazılır, yorumlanır çocukluğuna inilir. Bir mankenin geçmişi gibi sevecen değildir geçmişi. Umutsuzluk mutsuzluklarla örülü, paranoyak bir hayat hikayesine açılır bütün perdeler, sahneler, dekorlar hatta karakterler bile farklı, yerli yerinde duran ise umutsuz hikayeler. E boşuna dememiş yazar “mutluluğun öyküsü olmaz” diye.

Okuyucu hep zengini okumak ister, hep başarılıyı, hep güzeli, hep iyiyi, ulaşamadıklarını kitaplarda, şiirlerde, filmlerde yaşamayı… hiçbir sefil hikaye pirim yapmaz, bu demek oluyor ki bizim kahramanlarımızda insanlarımızın istediği gibi olacak.

Yazar başkaları kendi sırtından para kazanmasın diye düşünmeye, başladığında biyografisini yazar ki bu çok satacağının garantisidir. Ayrıca küçük fantezileriyle süsler hikayelerini, karşı komşun kızı, Fehmi Amcanın karısı vb. çünkü insanlar ayıbı ister. Demek ki bizim hikayelerimizde bu da olacak.

E bende yazar olmadığıma göre kendimden bahsetmemde bir sakınca yok. Ama bu uzun ve zorlu yolculuğa çıkmadan önce şöyle sitenin geneline bir göz atmak lazım. Karın arısı olmayan insan böyle işlere girişmez, demek ki burada herkesin bir karın ağrısı var. Mesela benim sorunlarımdan biri hamburger içindeki marul oranının arttırılması yönünde. Şimdi bu yazıyı okuyan şahıs yani okuyucu diğer yazıları da okuyup şöyle diyecek “Aman buna da yer ayırmışlar ne boş yazı.” Tabi şundan eminin sevgili okuyucu nasıl olsa diğer yazarlar daha derin konulara dalmışlardır bile. Peki neden? Çünkü daha ciddi ve kalıcı işler yapmak istiyorlar, bizim köşemizin böyle bir niyeti yok!

Kendimden bahsetmeye başlarken bir günümü anlatmanın size benim kendimi ifade etmemden daha faydalı olacağı kanısındayım. “Bana ne senin gününden” dediğinin de farkındayım okuyucunun. Yazıda geçen bütün devrik cümleler aşkına, istemeyen buradan sonrasını okumayabilir.

05,30 da her türlü öten cihazın eşliğinde kalkıp, bir saniye bu işte bir gariplik var kalkmam 05,50 yi bulur, her insan gibi doğal ihtiyaçları karşıladıktan sonra, nedense yazarlarımız sadece işin banyo ve yüz yıkama kısmıyla ilgilenir ben tuvaletini yapan bir karakterle çok karşılaştım desem yalan olur, 06,10 da evden servis beklemek üzere ayrıldığımda elimde hep bir parça ekmek olur.
Sürekli insanlar koşturmakta.
Yanımdan geçen şu iki kadın 1 aydır aynı saatte aynı şekilde koşmakta. Artık canıma tak ettiğinde diyeceğim şu olacak ki “10 dakika daha erken kaldırın poponuzu yataktan”.
Ah soldan gelenlerde güzellik yürüyüşündeler. Ne kadar bol giyersen giy o koca poponu saklayamasın. Önüne geleni yiyip sonra buralarda koşturmanda hiçbir işe yaramaz. Sor bak, benim okuyucumda biliyor sabah en taze haberleri için dolandığınızı.
Bakın sağımda bekleyende sabah gülü. Bu ismi ona ben taktım. Onun için ayrı bir yer ayıracağım.
Geçen arabaların sayısı…
Standart 06,30 da beklemeye başlıyorum ve saat 6 yı 45 geçip benim servisim geldiğinde caddeden ortalama 700 ila 900 arasında araç geçmiş oluyor.

Ve minibüsteyim küçük ufak tefek samimi ama insanlarda aynı samimilik söz konusu değil. Aslında iş arkadaşlarım hakkında konuşmamalıyım ama her insan başkaları hakkında bir şeyler düşünür… Belki daha sonra…

Öyle yemeği ve akşam dönüş, bilgisayar başı ve uyku.
Sanırım bende sıradan bir insanım Ne güzel.

Aslında benim yaptığım kendi kuyruğumu yakalamaya çalışmak. Kendime bakıyorum ve onu görüyorum.
Hayam’ı da unutmamak gerekir “Ey sevgili biz senle bir pergelin iki ucu gibiyiz, ne kadar dönersek dönelim aynı noktada buluşuruz”.
Kendimizi bulmak için buradayız.

Eğer editörümüz uygun görürse…
Tanıştığımıza memnun oldum…
Sevgiler…


Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?