taslaktan sonra ne toplatsak?

Bir çok çeşitli nedenlerle yazamayan yazar adayının gönlünü ferah tutacak bir olay oldu geçtiğimiz günlerde. Malum herkes bilir, daha basılmamış bir kitabın tüm kopyaları, buna kitap bile diyemeyiz taslakları toplatıldı ve yok edildi. Neyse ki gönlümüzü rahat tutabiliriz, eğer kitap çıkıp toplatılmış, yok edilmiş olsaydı şimdi özgürlük düşmanı gerici bir imaj çizecektik diğer özgürlükçü ülkeler karşısında.

Avrupa birliğinde Nato’da zaferden zafere koşan hükümetimiz bu riskin altına giremezdi. Ancak belli ki birilerinin susturulması lazım, birileri arı kovanına çomak sokmuş, bu çokmak birilerinin kıçını dürter durumda dürten kişileri içeri atıp sustururken materyalleri de yok etmek lazım. Bu öncelikle nasıl olur? Tabi taslakları yok ederek. Peki bunun bir diğer safhası nedir? Elbette düşünceleri de toplatıp yok etmek. Zaten düşünmeye ne gerek var ki? Herkes hükümetin istediği gibi olsa en demokratik, en özgür devlet oluruz.

İşte asıl amaç bu her ne kadar kendi çıkarları gibi gözükse de bunun altında bizi düşünmeleri yatıyor. Bunu bilmek, anlamak lazım. Lakin bu iş böyle giderse, basılmamış kitaptan yola çıkarak, sanal veriler, düşüncelerinde kesinlikle zan altına girebileceğini düşünüyorum. Düşüncenin önüne nasıl geçecekler, hani kitapları topluyorlar, bilgisayarların disklerini alıyorlar ya yakında beyinleri de almaya başlayacaklardır. Bir nevi kavanozdaki adam gerçek olacak…

Bu kadar sözün üstüne de taslakların içinde neler olduğu merak konusu oldu. Yani birilerini bu kadar korkutan taslaklar nedir ki kuyruklarına basılmış gibi ciyaklar durumdalar… Sanırım benim aklım buna yetmez… Hepsi her yerde bunu herkes biliyor zaten. Belli başlı yapılanma olmasa neden polis teşkilatına ağır silahlar alınsın ki? Aslında polis teşkilatını özelleştirelim kime gideceği belli zaten en azından devlet kurumu olarak lekelenmez…