tembellik, android, yazmak, şişmek, parlamak…

güzel tembel bir gün. aslında tembellik fiziksel uğraşları yerine getirmememden kaynaklanmakta. aksi takdirde sabahtan beri aklımı ve parmaklarımı çalıştırdığımı söyleyebilirim. okuyucuya mahal vermeden ekleyeyim. ne akıl varsa bende?

bir anda soğuyan hava beni sarstı. dün gece bol bol tuvalete kalktım bunun sebebinin üşümemle orantılı olduğunu düşünüyorum. nihayetinde üzerime yorgan aldım. aslında soğukta uyumayı özlemişim diyebilirim. bir diğer konu ise neden pencereleri kapamadığım. ancak son uyanmamda 11’di sanırım pencereleri kapadım. oo çok uyumuşsun diyenlere 4’ü gördüm de yattım cevabı yeterli olur sanırım.

bunun sebebi cep telefonum ile uğraşmış olmam. aslında ona cep telefonu demeli mi bilinmez. ancak içerisinde android var. ben bu open source olayına kendimi baya kaptırdım. değişiklikler yada kısıtlı kalmamak beni eğlendiriyor. eh tabi canım herkesin bir eğlence anlayışı vardır. velhasıl son günlerde dalmış olduğum bu telefonla uğraşma işine sabah itibari ile son veridim sayılır. son olarak android 2.2 froyo’da karar kıldım.

bu anlattıklarım kimin umurunda? aslında hiç bir şey kimsenin umurunda değil. bir boşluğun içerisinde kaybolmuş herkes. belli klişelerin izinde gider onları umursar olmuş. eminim ki ıvır zıvırı umursadığım kadar kendimi umursasam şu en dünyanın en kendine güvenen insanı oldurdum sanırım. kendine güven deyince “okul” filminde raga oktay’ın sözü geliyor aklıma. kendine güvenen insanın büyük olur. tabi ekilimde onunki kadar büyük bir el feneri olmasa da ondan daha çok aydınlatan bir fenerim olduğu tartışılmaz. şu yeni 9 ledlilerden.

tabi evde bulundurmak lazım. lakin beşiktaş’ta evlerin elektrik hatları çok eski. en ufak fırtına da elektrikler gidebiliyor. mesela dün oldu. hatta “ilginç elektrikler daha yerinde” dediğim anda. ancak ne hoş ki yazı yarım kalmadı çünkü ups denen güzel bir alet var. nasıl bir teknolojinin içerisindeyim ben de bilmiyorum. akıllı şeylerden sıkıldığımdan olsa gerek evi daha fazla da akıllandırmayı düşünmüyorum. gecenin bir yarısı uzaktan kumada ile tuvaletin ışığı mı açılır yahu. kesin kumandayı bulup açana kadar altım işerdim… hele dün geceki gibi bir günde…

illakonulu, tematik yazı olacak değil ya bu da böyle bir yazı olsun. sanki hiç mi konusuz film izlemediniz hemde bayıla bayıla…