The Beyond

Uluslar arası arena da The Beyond, 7 Doors of Death, L’au-delà gibi isimlerle tanınan 1981 yapımı Lucio Fulci filmi bu günkü konuğumuz. Böyle program sunar gibi blog yazmak nereden geldiyse aklıma o ayrı bir konu. Filmi yıllar yıllar öncesinde izlemiştim. Ne yalan söyleyeyim o zamanki yaş ve görüşe göre film beni baya etkilemiş, germişti. Korkutmuştu demiyorum, zaten o dönemler ottan boktan korktuğumuz dönemler. Bu filmde dönem itibari ile aklımda kalmışlar arasındaydı.

Zaman zaman eski filmleri izlemek keyif verici oluyor. Ancak The Beyond’u izlerken o zaman bu filmden nasıl etkilendiğimi düşünmeye başladım. Açıkçası bu film tüm bu düşüncelerle geçti. İnsanlar nasıl değişiyor. Şimdi ise film keyifli bir izlenim sunarken bana, mantıksızlıkları, hikayesindeki açıkları, basit oyunculuk ve makyajları ile oldukça komik geldi. Tabi artık teknoloji de değişiyor. Ben bu cümleleri sarf ederken, içinde bulunduğumuz dönemden bahsediyorum. Ancak filmi yapıldığı yıl olarak ele alırsak gerçekten uğraş verilmiş başarılı bir film.

Öncelikle filmde bilgisayar teknolojisi kullanılmamış. Her şey dekor, maske, makyaj. Hal böyle olunca işçilik iki kat daha artmış. Film korku olarak geçse de dönem olarak Gore sınırlarında da dolanıyor. Filmin biraz mide kaldırıcı unsurları var ancak dönem itibari ile çok fazla zorlamıyorda.

Hikaye Liza Merril adında bir kadının kendisine miras düşen bir oteli tadilat etmesi ile başlıyor. Tabi bundan önce filmin açılış sekansına gelirsek, kitaptan bir şeyler okuyan kör bir kız var ve bu okuma sırasında geçmişte olan bir hikaye bize film hakkında ip ucu verir. Hızlı açılan film büyücü diye linç edilip, bir duvara sıvanan ressamın hikayesi ile aslında filmin en can alıcı bölümünü oluşturuyor. Sonra hız düşerek otelin temizlenmesine gelir iş.

Liza Merril otelin tadilatını ucuz bir şekilde yapmaya çalışırken, evde de gariplikler olmaktadır. Tabi korku filmlerinin olmazsa olmazı garip karakterlerde mevcuttur. Bir gün filmin başında gördüğümüz kör kız Liza Merril’i bulur ve ona otelden ayrılmasını söyler. Tabi Liza bunu yapmaz. O sırada eve su tesisatı tadilatı için gelen usta ölür. Bu ölüm filmde de oldukça yer kaplamaktadır. Yarısına kadar su dolu bodrumda ilginç ustamız yürür ve su borularını takip ederek bir çok duvarı indirir aşağıya. Sonunda bir duvar daha bulur ve ona doğru yaklaşır. Bu duvar da filmin başında duvara kaplanan ressamın olduğu duvardır. Meraklı tamirci orayı incelerken birden saldırıya uğrar ve ölür.

Bu olayları ufak tefek kazalar takip eder. Bu esnada Liza, Dr. John McCabe ile tanışır. Dr. John McCabe ile arkadaşı sucu ve duvarda artık mumyalaşmış adamı otopsi için alırlar. Bu arada sucunun karısı ne akla hizmetse morga kocasını giydirmek için gider ve orada ölür. İçeri giren küçük kız da etkilenir. Tabi sucunun ölmesi yeniden doğması anlamına gelir. Artık otelin bir ferdi olmuştur.

Artık yavaş yavaş otelde bir şeyler döndüğü belli olur. Sucu dirilerek oteldeki insanları öldürmeye başlar. Sonra Dr. John’un bir araştırması ile otelin cehennemin 7 kapısından birinin üzerine kuru olduğu öğrenilir. Tabi bu dakikadan sonra kendilerini kurtarmaya çalışırlar. Filmin son yirmi dakikası zombie filmlerine bağlıyor. Ancak bu cehennemden gelen yaratıklar zombie benzese de onlar gibi davranmaz. Mesela zombi oturup insanı ısırmak yemek yerine çeşitli fantazi ölümler gerçekleştiriyor.

Özetlemek gerekirse, benim gibi bu dönem filmlerine meraklıysanız The Beyond kesinlikle izlemeniz gerekenler arasında. Döneminin en iyilerinden. Tabi izleyeceklerin bu bilinçle izlemelerinde fayda var.

Yönetmen: Lucio Fulci

Senaryo: Dardano Sacchetti, Giorgio Mariuzzo, Lucio Fulci

Oyuncular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt0082307/